"نملك الكثير من الوقت" - Traduction Arabe en Turc

• Fazla zamanımız yok
• fazla vaktimiz yok
• fazla zamanımız kalmadı
• Çok zamanımız yok
• Çok fazla vaktimiz

General, efendim, çok Fazla zamanımız yok.
جنرال، سيدي، لا نملك الكثير من الوقت هنا

Fazla zamanımız yok.
ومن ناحية أخرى، نحن لا نملك الكثير من الوقت

Fazla zamanımız yok, EVET'e bas.
لا نملك الكثير من الوقت يا رجل إضغط على مفتاح الموافقة

Elimi tut, çabuk. fazla vaktimiz yok.
أسرِعي، امسكي بيدَيّ، فلا نملك الكثير من الوقت

Üzgünüm hayatım, ama fazla vaktimiz yok.
آسفة يا حبيبتى و لكننا لا نملك الكثير من الوقت

He he. Acele edin millet! fazla zamanımız kalmadı!
أجل، أجل، أسرعوا يا قوم، لا نملك الكثير من الوقت

Bu dünyada fazla zamanımız kalmadı.
لا نملك الكثير من الوقت على هذه الأرض

Biz Çok zamanımız yok önce kalkan başarısız olur.
لا نملك الكثير من الوقت قبل ان يتوقف الدرع

Çok fazla vaktimiz olmayacak ve doğal olarak meta verileri ne oranda tuttuklarını ajansın bu tür bilgilerden neler öğrendiğini ve FISA raporlarının NSA'in yetersiz gözetimlerine nasıl bir katkısı olduğunu sormak istiyorum.
لن نملك الكثير من الوقت معه وأريد أن أسأله، طبعا، عن المدة التي كانوا خلالها يحتفظون بالبيانات،

Hadi, hadi. Gidelim. Fazla zamanımız yok, çocuklar.
هيا, لنعد , نحن لا نملك الكثير من الوقت أيها الفتية

Fazla zamanımız yok ama bir bakayım, ne yapabileceğim.
لا نملك الكثير من الوقت لكنني سأرى ما يمكنني فعله

Bu kadar geç bir saatte sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim ama Fazla zamanımız yok.
أنا آسف لإزعاجك في مثل هذا الوقت المتأخر, لكننا لا نملك الكثير من الوقت

Bırakın orada, Fazla zamanımız yok.
دعوه بمكانه. لا نملك الكثير من الوقت, هيّا

Eminim öyledir, ama Fazla zamanımız yok.
أنا متأكد أنها كذلك, لكننا لا نملك الكثير من الوقت

! Polis her an gelebilir. fazla vaktimiz yok.
لا نملك الكثير من الوقت قبل وصول الشرطة.

fazla vaktimiz yok.
لا نملك الكثير من الوقت قبل وصول الشرطة.

Arınma başlamadan önce fazla zamanımız kalmadı, Shane.
أتعلم، لا نملك الكثير من الوقت حتى بداية الحدث، يا (شاين)

Şimdi lütfen, fazla zamanımız kalmadı!
من فضلك لا نملك الكثير من الوقت!

- Çok zamanımız yok.
-لا نملك الكثير من الوقت" ." -أنا متعرّق جدّاً" ."

Sadece işleri hızlandırıyordum çünkü çok fazla vaktimiz yok.
لقد جرت الأمور بسرعة لأننا لا نملك الكثير من الوقت