| Bay Marc, bunların hepsi çok yaratıcı ama sizinle yarışma hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | سيد ماركس، هذا رآئع وكل شيء لكننا حقاً نود التحدث بشأن الحرب |
| Eski hastalarınızdan ikisi hakkında sizinle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نود التحدث إليك بشأن اثنين من مرضاك السابقين |
| Sadece onla konuşmak istiyoruz. Senle bir problemimiz yok. | Open Subtitles | نود التحدث معها فحسب يا رجل، ليس لدينا مشكلة معك |
| Sadece konuşmak istiyoruz. Birkaç sorumuz var sonra ne yapıyorsan ona devam edebilirsin. | Open Subtitles | نود التحدث إليك وطرح بعض الأسئلة وسنتركك لتكمل ما كنت تفعله |
| - Sadece Samuel'le konuşmak istiyoruz, hepsi bu. - Burada değil. | Open Subtitles | نحن فقط نود التحدث لـ " صامويل " ، هذا كل شئ إنه ليس هنا |
| Neyse, Dodd denen bu adamı bulursan, adamla hemen konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | بأي حال لو وصلت لخيط لذلك الرجل " دود " نود التحدث معه بأقرب ما يمكن |
| Siz ve eşinizle özel olarak konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نود التحدث معك أنت وزوجتك على انفراد |
| Sadece konuşmak istiyoruz, Wyeth. - İyi misin? | Open Subtitles | نحن نود التحدث فقط,ويث هل أنت بخير؟ |
| Oğlunuzun kaçırılması ile ilgili sizinle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن... نحن نود التحدث إليك عن اختطاف ابنك |
| Polis. Sizinle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية، نود التحدث إليكَ. |
| sadece seninle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | حسنا ً نحن فقط نود التحدث أليك |
| Bay Paul Mossier ile konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نود التحدث الى السيد بول موسير |
| Sizinle kayıp bir cüzdan hakkında konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نود التحدث إليك بخصوص محفظتك المسروقة |
| Mümkün olan en kısa sürede sizinle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نود التحدث معك في أقرب وقت ممكن. |
| Mae, Tom ve ben seninle bir fikir hakkında konuşmak istiyoruz ama bundan önce... | Open Subtitles | ماي " أنا و " توم " نود التحدث " معك عن فكرة لكن قبل ذلك |
| Seninle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نود التحدث معك. |
| İstifanız hakkında konuşmak istiyoruz. Karım hasta. | Open Subtitles | نود التحدث بخصوص إستقالتك |
| Bayan Townsend ile konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | " أجل نود التحدث للسيدة " تاونزين |
| - Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | حسناً ، نود التحدث معه |
| Sizinle yazar olmanız... konusunda konuşmak isteriz. | Open Subtitles | نود التحدث إليك لتصبح أحد المساهمين |
| John Gage ve Sun Microsystems'in bu işte bizimle beraber olduğunu biliyorum ama sizin aranızda konuşmak istediğimiz bir sürü kişi var. | TED | أنا أعلم أن جون كيج و شركة صن مايكروسيستمس بالفعل علي الطليعة في الامر، لكن هناك الكثير منكم نود التحدث إليهم. |