Bu da başka bir mazı arısı türü genetik mühendisi değil, hırsız. | Open Subtitles | هذا نوع آخر من زنابير العفص وهي ليست مهندسة وراثيّة، إنها لصّة. |
Para dışında, başka bir şekilde de destek almanızı sağlayacağız. | Open Subtitles | الامر يتعدّى المال، سوف نقوم بدعمٍ من نوع آخر كذلك. |
Bizim gibi, sizler de farklı bir sohbet türü bulmamız gerektiğine her zamankinden daha çok inanırsanız, bize yardımcı olun. | TED | أن كنت تؤمن، كما نفعل، بحيث تحتاج لأيجاد نوع آخر من الحوارات، الآن أكثرمن أي وقتٍ سابق، ساعدنا لنفعل ذلك. |
Trende başka türlü bir kahvaltı olabilir mi? | Open Subtitles | هل هناك أي نوع آخر من الفطور على القطار؟ |
Dünya üzerindeki yaşamın birinci milyar yılı veya daha fazlası sadece Archea'dan ve bir diğer tür tek hücreli organizma, bakteriden oluşuyordu. | Open Subtitles | في المليار سنة الأولى من الحياة على الأرض كانت الحياة تتكون من الأركيا فقط و نوع آخر من الكائنات وحيدة الخلية البكتيريا |
Ve bu da bilimi doğal davranışın arkasına yerleştirmenin bir başka örneği. | TED | و هذا مثالا من نوع آخر أن نضع السلوك فى منهج علمي |
Eğer Hindistan'a tekrar bakarsak Hindistan'da da aslında Başka çeşit bir eşitsizlik var. | TED | و إذا كان لي أن أنظر إلى الهند أيضاً ، هناك نوع آخر من اللامساواة ، حقيقةً ، في الهند. |
- Koca kalçalı bar kadını. - Başka türlüsü var mı? | Open Subtitles | عاملة الحانة البدينة - هل هناك أيَّ نوع آخر ؟ |
İşi aldığımda, başka bir çeşit kamp olduğunu düşünmüştüm . | Open Subtitles | عندما تقدمت للوظيفة ، تخيلت أنه نوع آخر من المخيمات |
Henüz bahsetmediğim başka bir hücre tipi, kafa yönü hücreleri. Yönünüze bağlı olarak, pusula gibi ateşlenirler. | TED | نوع آخر من الخلايا، خلايا الاتجاه، والتي لم أذكرها بعد، تطلق مثل بوصلة حسب الطريق الذي تواجهه. |
Fakat, bu utanç kültüründe, genel utandırma eylemine iliştirilen başka bir tür fiyat etiketi var. | TED | و لكن في ثقافة الإذلال هذه يوجد نوع آخر من دفع الثمن متعلق بالفضح العام |
Günümüzde bundan çok daha farklı bir hareketin içindeyiz. | TED | واليوم، هناك نوع آخر من الحركة. وهي حركة لإنقاذ الأرض. |
Ama çok farklı bir duygusal yer kaplayan değişik bir çeşit dönüşüm türü daha var. | TED | ولكن هناك نوع آخر من التحول الذي يحتل جزء عاطفي مختلف تماماً. |
başka türlü bir zafer istiyoruz. | Open Subtitles | دون النظر في مصلحة و بناء تشيلي نريد انتصار من نوع آخر |
İçimden bir ses, senin başka türlü bir canavar olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يخالجني إحساس بأنّكَ حيوان من نوع آخر |
Ve bebeklerimiz ve çocuklarımız diğer türlerin bebeklerinden çok daha uzun süre bize bağımlılar. | TED | وصغارنا وأبناؤنا يعتمدون علينا لفترة أطول بكثير من أي نوع آخر. |
Özgeciliğimizi, diğer 1,6 milyon türe genişletmemiz gerek. | TED | نحن بحاجة إلى نشر الإيثار إلى عدد 1.6 مليون نوع آخر. |
Bu bir göçebe hayali Amerikan rüyasının bir başka türü genç rençperlerin, gezginler, otostopçuların ve serseriler yaşadığı... | TED | هذا هو الحلم المترحل، نوع آخر من الحلم الأمريكي يعيشه شباب متجولون ومسافرون، ومتنقلون ومتشردون وصعاليك. |
Ama Başka çeşit bir ruh var. | Open Subtitles | لكن هناك نوع آخر من الأرواح. |
Patlamanın Başka türlüsü de mi var? | Open Subtitles | لستُ متأكداً من وجود نوع آخر |
Ya da uzayli yasam fomunu destekleyen farkli bir bir gezegen veya ay türünde? | Open Subtitles | علّها تكون مثل كوكبنا بالماء والهواء? أو على نوع آخر من الكواكب أو الأقمار |
Şimdi de değişik bir denize, siber denize geçelim. | TED | دعونا ننتقل إلى نوع آخر من البحار، وهو البحر الإلكترونى. |