Anne ve bebeği uykularında borazan çalarken etrafta tek bir bataklık faresi bile yoktu. | Open Subtitles | لان الأم و أطفالها كانوا يعزفون الموسيقى أثناء نومهم |
uykularında homurdanan veya çığlık atan yaralıklar vardı. | Open Subtitles | لقد كبر تسائلهم خلال نومهم واثناء تلبية النداء |
Bu yetimleri üst kata, yatak odalarına götür. Cumaya dek orada kalsınlar. | Open Subtitles | خد هؤلاء الأيتام إلى غرفة نومهم في الطابق العلوي حتى يوم الجمعة. |
O (ürün) insanların evlerine, yatak odalarına mutfaklarına girmek zorunda. | TED | عليه أن يصل إلى بيوت الناس وإلى غرف نومهم وإلى المطابخ. |
DSPD mağdurları 24 saatten çok daha uzun süren bir sirkadiyen ritme sahip, Uyku alışkanlıkları, geleneksek Uyku saatlerinin dışına çıkıyor. | TED | المصابون بهذا الاضطراب لديهم دورة نظام يومي أكثر من 24 ساعة. يخلطون عادات نومهم بساعات النوم التقليدية. |
Ve rüyalar olmadan, onlar uyurken insanlar yoluyla sorunları çalışamaz. | Open Subtitles | و بدون الأحلام الناس لن يتعاملوا مع مشاكلهم أثناء نومهم |
Çocuklar seni düşündüğünde çığlıklarla uykularından uyanacak. | Open Subtitles | الأطفال سيستيقظون من نومهم صارخون بالتفكير بك |
Herhalde yatma zamanlarını birkaç hafta geçmiştir. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم تجاوزوا موعد نومهم الآن. |
Ve bazılarının uykularını aydınlık-karanlık döngüsüyle düzenleme yeteneği yoktu. | TED | وبعضهم لم تكن لديه القدرة على تنظيم نومهم بحلقات تعاقب النور والظلام. |
Gece saldırıya uğradık adamlarımızın çoğu uykularında öldürüldü. | Open Subtitles | كنا نتعرض للهجوم ليلاً معظم رجالنا قتلوا أثناء نومهم |
Bölge'deki tüm vatandaşlar uykularında olacaklar. | Open Subtitles | كل مواطني القطاع 17 سيكونون في فترة نومهم |
Bir sürü kişiyi öldürmüş. uykularında katletmiş hepsini sonra da soymuş.. | Open Subtitles | لقد قام بقتل كثير من الناس كان يذبحهم أثناء نومهم |
- Eski kocanın sülalesinin atalarımın misafirperverliğinden yararlanarak onları uykularında öldürdüğünü bilmelisin! | Open Subtitles | عليك أن تعرفي أن قبيلته استغلت ضيافتنا وقتلت أجدادي في نومهم. |
Ve bir annenin bana söylediği gibi, yatak odalarında her gece bir parti var gibi. | TED | و كما قالت لي إحدى الأمهات، كأن هناك حفلة في غرف نومهم كل ليلة |
Bodrum katında veya yatak odasında bilgisayar önünde radikalleşiyorlar. | TED | إنهم يتعصبون في الأقبية أو في غرف نومهم وهم أمام الحاسوب. |
yatak odalarının ortasına sayvan koydurduğuna eminim, ...ve onlar da tıpkı dağdalarmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | أراهن ، أراهن بأنّه ينصب خيمة في مُنتصف غرفة نومهم وهم يجب أن يتظاهروا بأنهم على جبل |
Uyku saatlerini geçirmişler değil mi? | Open Subtitles | لقد تأخروا قليلاً على وقت نومهم, أليس كذلك؟ |
Çocukları evlerine götür. Uyku saatleri geçiyor. | Open Subtitles | خذ الأطفال إلى المنزل, لقد تأخروا عن موعد نومهم |
Onları o kadar şirin yapıyorlar ki, uyurken boğamıyorsun. | Open Subtitles | السبب أنه يجعلهم لطيفين جداً حتى لا تخنقهم في نومهم |
Bu adamlar terden sırılsıklam domuzlar gibi uyurken ölüden farksız, öyle sızmış yatarken biz de savunmazsız Duncan'a istediğimizi yaparız. | Open Subtitles | عندما ينام حراسه نومهم العميق كما لو أنهم ميتون مالذي لا يمكننا فعله أنا وأنت بدانكن غير المحروس؟ |
Çocuklar seni düşündüğünde çığlıklarla uykularından uyanacak. | Open Subtitles | الأطفال سيستيقظون من نومهم صارخون بالتفكير فيك |
Çünkü ilk çıktığında... küçüktüler ve yatma saatleri 9'du. | Open Subtitles | لإنه كان يبدأ بالتاسعة مساءاً وكان هذا وقت نومهم |
Korsan kasapların pis uykularını bozmamaya dikkat ederek. | Open Subtitles | بحذر كى لا أوقظ القراصنة السفاحين الذين يحتلونه من نومهم الماجن |
Yangın emniyetinin, sigara içerken uyuyakalıp yanan insanların hikayesi. | Open Subtitles | أنا أقوم بتحضير قصة عن الأمان من الحرائق واحتراق الناس عند نومهم وهم يدخنون |
Üç ay önce kan emiciler bir eve girip uykusunda üç kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أشهر، مصّاص الدماء هذا تسلّل إلى منزل وقتل ثلاثة أشخاص أثناء نومهم |
Onlar Uyku tulumlarında saklanıp uyuyorken, onları vurdum. | Open Subtitles | لقد قتلتهم بينما كانوا نائمين بينما كانوا نائمين بأكياس نومهم |