Çok miktardaki maddenin, çok yüksek kütleçekimsel basıncı sıkışmaya neden olur ve yıldızın çekirdeğinde nükleer füzyonu tetikler. | TED | الضغظ الجاذبي الهائل الناتج عن ضخامة المادة يضغط ويثير اندماجاً نووياً في نواة النجم |
Hükümet Paris iklim görüşmelerinden önce 30 tane falan nükleer santral yapacaklarını söyledi. | TED | قالت الحكومة قبل محادثات باريس للتغيرات المناخية بأنهم في طريقهم بعمل شيء مثل بناء 30 معملاً نووياً جديدًا. |
Tüm Metropolis'i, bunun nükleer bir patlama olmadığı hususunda temin ederim. Toplum için bir tehlike söz konusu değildir. | Open Subtitles | وأود ان أذكر الجميع بأنّ هذا الأنفجار ليس نووياً أو يعرض المجتمع لأيّ خطر |
Klasik. Şimdi, onlara nükleer enerji tesisi nasıl çalıştırılır anlat. | Open Subtitles | مزحة كلاسيكية، والآن أخبرهم كيف تدير مصنعاً نووياً |
Bu duvarlar nükleer patlamaya bile dayanır.İçeriye giremeyeceksin. | Open Subtitles | هذه الحيطان يمكن أن تقاوم انفجاراً نووياً. لن يمكنك الدخول إلى هنا |
Ama bu çabalar sonuç vermezse, 10 saatten daha kısa bir süre içerisinde, ülkemize ikinci bir nükleer saldırı bekliyoruz. | Open Subtitles | فسنواجه هجوماً نووياً آخر على بلادنا فى أقل من 10 ساعات |
Her iki tarafın da nükleer silahları var. | Open Subtitles | من الواضح أن كلا الطرفين يمتلك سلاحاً نووياً |
Düşmanlarımıza nükleer bir koz vermek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تُريد زناداً نووياً أن يقع بأيدي العدو؟ |
Başkan Park Jung Hee'nin emriyle nükleer silah geliştirdiğinizi duydum. | Open Subtitles | سمعتُ بأنك أدرت تطويراً نووياً في عهد الرئيس بارك جونغ هيي |
Üzerinde kalan tozlar, nükleer atık olur. | Open Subtitles | أي غبار يتجمع ربما يكون غباراً نووياً متساقطاً. |
Vali tekrar tekrar nükleer bir İran'a izin vermeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | ردّد الحاكم بأنه لن يسمح بقيام إيران نووياً |
Ben bir doktorum lan. nükleer fizikçi değil. | Open Subtitles | أنا دكتور، اللعنة، ولست فيزيائياً نووياً |
Savaş stratejisi seçmek veya nükleer silah seçeneğini değerlendirmek gibi konularda kimsenin pratik yapma şansı yoktur. | Open Subtitles | ليس الأمر وكأن اختيار استراتيجية عسكرية أو الحسم سواء كنت ستطلق سلاحاً نووياً أم لا هو شيء يمكن لأي أحد التمرن عليه |
Diğeri ise Kara Arşiv'in altındaki nükleer savaş başlığını patlatacak. | Open Subtitles | والآخر سيفجّر رأساً نووياً تحت الأرشيف الأسود |
Efendi, Kadimleri saf dışı etmek için nükleer silah kullandı. | Open Subtitles | أستخدم "السيّد" سلاحاً نووياً للقضاء على "السادة القدامى" والآن يُريد |
Demin nükleer bir başlığı aktif hale getirdin, dostum. | Open Subtitles | لقد جهزت رأساً نووياً لينفجر يا صديقي |
Silah kaçakçısını yakalamamız için yardımına ihtiyacımız var Birkaç gün önce bir nükleer savaş başlığını çaldı. | Open Subtitles | الذى هرب رأساً نووياً منذ بضع أيام |
Elinde nükleer savaş başlığı bulunan bir terörist. | Open Subtitles | إنه إرهابي بحوزته صاروخاً نووياً |
nükleer silah kullanamayız. Savunma kodları elimizde yok. | Open Subtitles | لن يكون نووياً ، فلي معنا رموز افطلاق |
Kayıp bir nükleer bomba var mıymış patron? | Open Subtitles | هل فقدوا سلاحاً نووياً يا رئيسي؟ |