Şu andan itibaren, gözümüzün önünden ayrılmalarına izin vermiyoruz. | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً،نحن لا يَجِبُ أبَداً أنْ نَتْركَهم خارج بصرِنا. |
Onlara işini yapmaları için izin vermeliyiz. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَتْركَهم يَعملونَ شيئُهم. |
Hiçbir yere gitmelerine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لَنْ نَتْركَهم يَذْهبونَ إلى أيّ مكان. |
Birinin oraya dokunmasına izin vermden önce... o kişi buraya dokunmalı. | Open Subtitles | قبل نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتْركَ شخص ما مسّْنا هناك... نحن يَجِبُ أَنْ نَتْركَهم يَمْسّونَنا هنا. |
Tarlalarımızın üzerine fabrika kurmalarına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لَنْ نَتْركَهم يَبْنونَ a مصنع على مزارعِنا. |