Biz birlikte çalışıyoruz, bu yüzden aramızda bir şey olamaz. | Open Subtitles | نَعْملُ سوية، لذا لا شيء يُمْكِنُ أَنْ يَحْدثُ أبداً بيننا. |
Onları en emniyetli koşullarda kurtarmak için çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ الآن لإطْلاق سراحهم تحت الظروف المحتملة الأكثر أمانا |
Görünüşe göre aynı iş için çalışıyoruz. Alış veriş hakkında konuşalım. | Open Subtitles | يبدو اننا نَعْملُ على نفس الحالة لكن من الطرف المعاكس. |
Bunu vergilerini ödeyen insanlar için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ هذا من اجل الناسِ الذين يَدْفعُون الضرائبَ |
Farley, sana kırk kere söyledim, biz enerji araştırması yapıyoruz. | Open Subtitles | فارلي، أخبرتُك لعدة مراتِ نحن نَعْملُ بحثَ للطاقةِ |
Burada işimiz bitti, Louis bizde kalacak, hediye kartın için de sekiz dolar veririm. | Open Subtitles | لذا... نحن نَعْملُ هنا، نحن صِلْ إلى العيشِ لويس، وأنا سَأَعطيك ثمانية الظباء لبطاقةِ الهديةَ. |
Anlık zevk dolu hayatını daha sonra yaşayabilirsin, işimiz bittiğinde. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعِيشَ حياتَكَ مِنْ اللحظةِ الإرضاء لاحقاً، بعد نحن نَعْملُ. |
Ama ben taştan yaratılmadım. Bundan sonra birlikte çalışıyoruz ama arkadaş değiliz. | Open Subtitles | لذا أُريدُك أَنْ تَعْرفَ، إبتداءً مِنْ هذه اللحظةِ، نَعْملُ سوية، |
Hayır, biz adada bir binada çalışıyoruz. | Open Subtitles | لا، نَعْملُ في بناية كبيرة على الجزيرةِ. |
Birlikte bisiklet üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | نَعْملُ على دراجاتِنا سوية. هو يُحْصَلُ على الأدواتِ الجيدةِ. |
Süt konusunda çalışıyoruz ve de ciddi ilerleme kaydediyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ على الحليبِ. هو يَجْعلُ تقدّمَ جيدَ على الحليبِ. |
Hepimiz hastanenin farklı birimlerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | كلنا نَعْملُ مِنْ مختلفِ الأقسام في المستشفى. |
Yani, biz bu insanlarla çalışıyoruz. | Open Subtitles | أَعْني، نحن نَعْملُ مَع هؤلاء الناسِ. البعض مِنْهم |
Bunun seni geceleri ayakta tutmasına izin verme çünkü işimizi yapıyoruz. | Open Subtitles | لا تتْركُه يَبقيك الليالي،مكنمارا، لأننا نَعْملُ عملَنا، |
Bu hafta sonu ne yapıyoruz sorusu. | Open Subtitles | لغز الذي نحن نَعْملُ عطلة نهاية الأسبوع هذه. |
Ve bir şeyleri değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نَعْملُ ما نحن يُمْكِنُ أَنْ للقيَاْم بالتغييرَ. |
Danny'nin güvende olduğundan emin olmak için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ كُلّ شيءَ نحن من المحتمل يُمْكِنُ أَنْ لتَأْكيد الذي داني آمنُ. |
Yerini belirleyip onu kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ كلّ ما يمكن عمله للمُحَاوَلَة لتَحديد مكانه ويُنقذُه. |
Sanırım buradaki işim bitti. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّنا نَعْملُ هنا. |
Onun, bizim işimiz biter bitmez buradan çıkacağını ve gördüğü herkese virüs bulaştırmak için beraber olacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تَفترضُ بأنّه سَيَستنفذُ فقط هنا متى نحن نَعْملُ وكُلّ شخص ضربةِ يَرى فقط لإصابتهم؟ |
Artık birlikte çalışmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نَعْملُ سوية أكثر |
Bütün bunları yaptığımız evet,evet. | Open Subtitles | بإِنَّنا نَعْملُ هذا، لكاتي. نعم، نعم، نعم. |
Yıl boyu neler yaptığımızı göreceksiniz. | Open Subtitles | شوّفْك بإِنَّنا نَعْملُ على طِوال السّنة. |
Yani, eskiden aynı gazetede çalışıyorduk. | Open Subtitles | أعنى, بأننا كُنّا نَعْملُ في نفس الجريدةِ. |