Çıkınca Peder Bobby'yle konuşup birkaç telefon etmesini sağlayabilirim. | Open Subtitles | عندما أَخرج، أنا يُمكن أن أحصل على الأب بوبي لإجراء مكالمتين هاتفيتين |
Tamam, bir süreliğine bir Budist Tapınağı'na gittiler sonra Charlie birkaç telefon görüşmesi yaptı. | Open Subtitles | حسناً، لقد مضيا فى طريقهما قليلاً بعدها تشارلى أجرى مكالمتين هاتفيتين. |
Bu ilişkiyi iki telefon ile baltalardım. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخرّبَ تلك العلاقةِ في مكالمتين هاتفيتين. |
Benim yanımdayken iki telefon geldi. | Open Subtitles | في الحقيقة، بينما هو كَانَ مَعي، إستلمَ مكالمتين هاتفيتين. |
İki telefon araması kuşku uyandırabilir. | Open Subtitles | لو أجرينا مكالمتين هاتفيتين فسيبدو الأمر مثيراً للريبة |
Bir süre daha kaçmaya devam ettiler. Ardından Charlie birkaç telefon görüşmesi yaptı. | Open Subtitles | حسناً، لقد مضيا في طريقهما قليلاً بعدها (تشارلي) أجرى مكالمتين هاتفيتين |
Sonra iki telefon görüşmesi yaptı. | Open Subtitles | ثم، أجرى مكالمتين هاتفيتين |
Otel telefon kayıtlarını aldım. Xania iki telefon açmış. | Open Subtitles | لقد راجعت اتصالاتها الهاتفية في الفندق لقد أجرت (زانيا) مكالمتين هاتفيتين |
Hapishane, Brady'nin son iki telefon görüşmesini yolladı. Postaya mı vereyim yani? | Open Subtitles | أرسل السجن آخر مُكالمتين هاتفيتين أجراها (برادي). |
Ahktar'ın görünüşünü bilmediğimiz ve ses eşleşmesi için sadece birkaç telefon kaydı olduğundan doğrulama işinin tüm yükü Bay Dotcom'un omuzlarında olacak. | Open Subtitles | (وبما أننا لا نملك أدنى فكرة عن كيف يبدو مظهر (آختار وكل ما لدينا مُجرد تسجيلات لمكالمتين هاتفيتين فمُهمة السيد (دوتكوم) هى تأكيد هدفنا |