Fakat şunu söylemeliyim ki, pek çok tarifte çok önemli bir muhteviyat eksik. | Open Subtitles | لكن يجب أن أخبرك، توجد على الأقل دزينةوصفات.. تفقد مكوّنات هامّة جداً .. |
İyi haber var, Peder. Çok önemli bir haber. | Open Subtitles | ثمّة أخبار عظيمة، أيها القسّ أخبار هامّة |
O sizin evrimsel gelişiminizde önemli bir adım. | Open Subtitles | إنه هامّة خطوة للأمام على طريقِكِم التطوّريِ |
Gerçek sandalyeler. önemli bir kızının olması hoş. | Open Subtitles | يا إلهي ، كرسي حقيقي من الجميل أن يكون لديّ ابنة هامّة |
Solucanın şu anda dünyanın bilgisayar sistemlerinin önemli bir yüzdesinde mevcut olduğunu hesapladım. | Open Subtitles | قم بإجراء حساب وجود البرنامج المخادع الآن في نسبة هامّة من أنظمة حاسبات العالم |
Konuşmak istediğim önemli bir konu olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | أخبرنه أنّ علينا التناقش في مسألة هامّة. |
Kendisinin, Gözcüleri alt edecek önemli bir planın parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه جزء من خطّة هامّة لهزم الغزاة. |
Her neyse. Sana tam olarak güvenebileceğim çok önemli bir görevim var. | Open Subtitles | أيًّا يكُن، انظر ثمّة مهمّة هامّة جدًّا أأتمنك عليها. |
Yani pazar günü önemli bir golf maçınız varsa lütfen, cumartesi gecesi istediğiniz kadar sevişebilirsiniz. | Open Subtitles | لذلك، إذا كانت لديك لعبة غولف هامّة يوم الأحد القادم، من فضلك، مارس الجنس كما تشاء ليلة السبت. |
önemli bir göreve girişiyoruz ama daha birbirimizin adını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن في طريقنا لمهمّةٍ هامّة كهذه.. ولكنّنا لا نعرف حتى أسماء بعضنا البعض. |
Yani eğer önemli bir gelişme olacaksa önce bana haber vereceğin için sana güveniyorum. | Open Subtitles | إذن أثق أنّكِ ستُبقين مكتبي على إطلاع لو كانت هُناك أيّ تطوّرات هامّة. |
Yaşamda çok önemli bir başlangıç yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحصلون على بداية قوية هامّة في الحياة |
Nabız yokladı. Elinde önemli bir bilgi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كان يجسّ النبض قال أنه يملك معلومة هامّة |
Bulabildin mi? Aceleye getirmek istemedim. önemli bir ilişki. | Open Subtitles | لم أشأ استعجال أيّ شيء فهذه علاقة هامّة |
Bu, oldukça önemli bir davayı çözmek için verilmiş bir şans. | Open Subtitles | هذه فرصة لحلّ قضيّة هامّة جدّاً |
Bu, Müslümanlar için önemli bir bilgidir, çünkü Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Namazları için Mekke'nin yönünü bilmeleri gerekir.. | Open Subtitles | هذه معلومات هامّة للغاية للمسلمين، لأنه أينما كانو في العالم فيحتاجون معرفة "الإتجاه نحو "مكة لصلاتهم، هذا معروف بالقبلة |
Ben Avusturya Büyükelçisi hükümetimden önemli bir mesaj getirdim. | Open Subtitles | أنا "السّفير النمساوي", لديّ رسالة هامّة من حكومتي. |
Bana avcı hakkında çok önemli bazı bilgiler vermesini istiyorum ki barıştığımıza inanmadığı sürece vermez. | Open Subtitles | أودّها أن تخبرني معلومة هامّة جدًا عن الصيّاد ولن تخبرنيها حتّى تصدق أننا تصالحنا |