Trendeki kişiler Yakışıklının silahını birkaç kez ateşlediğini söylediler. | Open Subtitles | الناس على القطار قالوا أن (هاندسم) أطلق بعض الطلقات |
Ve çoğu da Yakışıklının yakalandığını görmek istiyor. | Open Subtitles | (و هناك الكثير من الإهتمام لرؤية (هاندسم يُؤخَذ من الشارع أنا أشارككِ اهتمامكِ - |
Sence Yakışıklının sadece orada soygun yapmamış olması bir tesadüf mü? | Open Subtitles | أعتقدين أنها مصادفة أن يكون هذا المكان الوحيد الذي لم يقع فيه (هاندسم)في مشاكل؟ |
Lütfen aşağıda Yakışıklıyı yakaladığını söyle. | Open Subtitles | أرجوكي أن تخبريني بأنك قبضتي على (هاندسم) بالاسفل |
Her polisle görüşme, bilinen iş arkadaşları ve Yakışıklı ile bağlantılı son altı aydaki iş ve ev adresleri. | Open Subtitles | كل إتصال مع الشرطة كل مساعد معروف كل منزل خاص,وعناوين عمل لـ(هاندسم)في الشهور الستة الماضية |
Yakışıklının kelleme 5 bin dolar koyduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وعلمت أن (هاندسم)وضع مكافئةً على ...رأسي لأن |
Yakışıklıyı tanıyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين (هاندسم)؟ |
ve Yakışıklı tekrar kayıplara karıştı. | Open Subtitles | ويتلاشى هاندسم) بعيداً مرةً أخرى) |
Çift hattın hemen yanında, ve Yakışıklı onu orada bulmuş. | Open Subtitles | على الخطين تماماً وقد وجده (هاندسم)هناك |