Taraflar kısa bir Ateşkes anlaşması yapmışlardı, böylelikle askerler dışarı çıkıp siper alanları arasındaki sahipsiz bölgeden şehitleri toplayabilecekti. | TED | فقد تفاوضت القوى على هدنة صغيرة حتى يستطيع الجنود الخروج، وجمع الجثث من الأراضي غير المرخصة بين خطوط الخندق. |
Savaş, 1958 yılında hükümet bir Ateşkes yapmak zorunda kalana dek sürdü. | Open Subtitles | المعركة كانت طويلة بحيث في عام 1958 اضطرت الحكومة إلى جعل هدنة. |
Kuzey ve Güney Kore, Kore Savaşından bu yana, 63 yıldır Ateşkes halindeler. | TED | وقّع الجنوب والشمال هدنة لمدة 63 عامًا، منذ نهاية الحرب الكورية. |
Düşmanlar arasında barış koşullarına dair yapılan görüşme ve toplantılara denir. | Open Subtitles | إنّها مناقشة أو إجتماعٌ بين فصيلين على عداءٍ للخروج إلى هدنة. |
Çok ani oldu. - barış teklifi sunmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | حدث الأمر بسرعة شديدة، قال إنّه يودّ عرض هدنة عليّ |
Neden bir araya gelmiyoruz? Neden ateşkesi hayata geçirmiyoruz? | TED | لماذا لا نكون كفريق واحد؟ لماذا لا نقيم هدنة في الحياة؟ |
Köprüyü havaya uçurmak için en doğru an taarruzdan sonra yaralıları toplamak için Ateşkes yapıldığı vakit. | Open Subtitles | وأفضل وقت هو بعد الهجوم عندما يكون هناك هدنة لنقل الجرحى. |
Çocuklar 5 dakika Ateşkes imzalayabilir miyiz, lütfen? | Open Subtitles | أيتها الفتيات هل لنا أن نعقد هدنة لـ 5 دقائق فقط, من فضلكم؟ |
Geçici Ateşkes imzalayalım. Sadece bunu Leo'ya ben götürüyorum. | Open Subtitles | لذا سنكون في هدنة مؤقتة، سآخذ هذا إلى، ليو |
- Hank Ateşkes? Şimdilik aşağılık. | Open Subtitles | حسناً يا هانك، هدنة للوقت الحالى أيها الحقير. |
Ateşkes ilan ettiler ve şimdi bir görüşme yapacaklar yeni bir düzen kurmak için. | Open Subtitles | أعلنوا هدنة والآن يكون لديهم اجتماع لمناقشة تأسيس أوامر جديدة |
Bu yüzden Ateşkes istedikleri haberi sefillikten kaçış olarak nitelendirildi. | Open Subtitles | لذلك الأخبار أنهم أرادوا هدنة جاءت كصاعقة من السّماء |
Bir süreliğine, Theo ve Isabelle arasında Ateşkes sağlandı. | Open Subtitles | لبرهة من الوقت كان هناك . هدنة بين ثيو وإيزابيل |
Bir süreliğine, Theo ve Isabelle arasında Ateşkes sağlandı. | Open Subtitles | لبرهة من الوقت كان هناك . هدنة بين ثيو وإيزابيل |
Ancak bir gün Senju Klanı Ateşkes Uchiha Klanı'na teklif etti. | Open Subtitles | ولكن في يوم ما، عرضت عشيرة سنجو هدنة على الأوتشيها |
Bitkin düşmüş Hristiyan müdafaacılar barış teklifinde bulundu. | Open Subtitles | كان المدافعون المسيحيون المنهكين قد بدأو مفاوضات لعقد هدنة |
Daimi barış içinde yaşıyorduk ve müttefiklerimiz de bizim güvenliğimizi sağlıyordu. | Open Subtitles | عشنا في ظل هدنة دائمة, ويضمن سلامتنا حلفائنا. |
Neden ikiniz sizin avukatınızım gibi düşünmüyorsunuz ve ikiniz arasında ikinizin de hatırı için geçici bir barış aracılığı yapmama izin vermiyorsunuz? | Open Subtitles | ما رأيكما ان تفكر بي كمحامي لكما و تدعاني أعرض عليكما هدنة مؤقتة بينكما , من أجل سلامتكما؟ |
Komik. Ama gerçekten, bunu tatil ateşkesi olarak düşün. | Open Subtitles | هذا مُضحك , لا ولكن حقاً إعتبري أن اليوم هدنة |
Yıllarca azar azar öfkemizi her bir parçamıza gizledikten sonra müzik adeta aramızda ateşkese aracılık etti. | Open Subtitles | بعد سنوات من الغضب اجزاء على حد سواء يبدو وكانه الموسيقى جعلت بيننا هدنة |
Barıştık mı? | Open Subtitles | عقد هدنة ؟ |
Düşmanlığa ara verelim, Şimdi dost olmak ikimizin yararına. | Open Subtitles | وكانت هدنة لدينا عداوة ، للمرة أنها أرباح أفضل لنا أن نكون أصدقاء. |
48 saatlik bir ateşkesin tam ortasındalar | Open Subtitles | "مرّ عليهم يوماً كامل من هدنة اسسوها ليومين" |
Gök Halkı buraya anlaşma konuşmak için geldi, koalisyona katılmak için değil. | Open Subtitles | أتى قوم السماء ليتفاوضوا بشأن هدنة لا أن ينضموا للتحالف. |