Bütün o kart olayını affettirmek için sana harika bir hediye almak istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أحصل لكِ على هدية رائعة لعيد ملادكِ لأتخطى تلك البطاقات المعتادة |
harika bir hediye. Onlara şampanya alacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنها هدية رائعة ،إعتقدت أنك ستحضر لهم شمبانيا |
Çalışma yaptığınız şeylerden harika bir hediye olacak bir tanesinin. çıkmayacağını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول أنه لا يوجد شيء هنا صنعته بنفسك قد يشكل هدية رائعة ؟ |
Güzel bir kalemin muhteşem bir hediye olacağını düşündüm ve kayıp eşya kutusunda çok güzel bir tane gördüm. | Open Subtitles | ظننت أن قلماً جميلاً سيكون هدية رائعة وأرى قلماً جميلاً في صندوق المفقودات |
Ne hoş bir hediye. Ben kaçar. | Open Subtitles | يا لها من هدية رائعة ، يجب أن أنصرف بسرعة |
Evet, o sevimli adam bana güzel bir hediye verecek ve ben de bir aptal gibi ellerim boş oturacağım. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجل اللطيف سيهديني هدية رائعة وأنا جالسة هنا كالوغدة بدون أن أهديه شيء |
Yani sanırım ona muazzam bir hediye verdim. | Open Subtitles | إذا, أعتقد أننى أعطيته هدية رائعة |
Sana mükemmel bir hediye verdiği için Tanrı'nın suratına tokat atmak demektir bu. | Open Subtitles | هذا مثل الاستهتار بالرب على اعطائك هدية رائعة |
Onlar kitap dayacağı. harika bir hediye. Tamam. | Open Subtitles | إنهما مسندا كتب و هذه هدية رائعة |
Bu tokadın harika bir hediye olması gerekiyordu, ve baksana bizi birbirimize düşürdü. | Open Subtitles | -انتظري ، انتظري دقيقة تلك الصفعة كانت ينبغي أن تكون هدية رائعة ولكن انظري ، غنها تقلبنا على بعضنا |
Evet, tekrar teşekkür ediyorum. harika bir hediye. | Open Subtitles | حسناً ثانيةً, شكراً لكَ إنه هدية رائعة |
- E, dün bana harika bir hediye aldığını söylemiştin. | Open Subtitles | أمس قلت انك احضرت لي هدية رائعة |
Hey, bir kez daha söylemeliyim ki harika bir hediye baba. | Open Subtitles | مرة أخرى، هدية رائعة يا أبي. |
Bana harika bir hediye verdin Charlie. | Open Subtitles | لقد أعطيتنى هدية رائعة |
Chandler bu yeterli değil, ya sana harika bir hediye almışsa iki orta boy ve bir sürü de küçük boy hediyeler ve sen ona sadece tek hediye almışsan? | Open Subtitles | تشاندلر" هذا لا يكفي" ماذا لو اشترت لك هدية رائعة و هديتين متوسطتين و مجموعة من الهدايا الصغيرة و أنت أحضرت لها هدية واجدة رائعة؟ |
Ona muhteşem bir hediye vermiş olduk dünyaya gönderiliş amacını gerçekleştirme fırsatı. | Open Subtitles | لقد منحناه هدية رائعة للتو فرصة لتحقيق مصيره |
Ona muhteşem bir hediye vermiş olduk dünyaya gönderiliş amacını gerçekleştirme fırsatı. | Open Subtitles | لقد منحناه هدية رائعة للتو فرصة لتحقيق مصيره |
Hatta bana bir hediye verdi. muhteşem bir hediye. | Open Subtitles | في الحقيقة أعطتني هدية هدية رائعة |
Yarın, senin için hoş bir hediye gelecek. | Open Subtitles | هدية رائعة ستصل لك بحول يوم غد |
Bizim adımıza başkasına vermek için güzel bir hediye olurdu fakat yine de teşekkürler. | Open Subtitles | كانت ستكون هدية رائعة لنهديها لشخص ما ولكن شكراً على كل حال |
Ona muazzam bir hediye verdin Sam. | Open Subtitles | لقد منحتها هدية رائعة (سام) |
Bu asa, babam için mükemmel bir hediye olacak. | Open Subtitles | هذه العصا ستكون هدية رائعة لوالدى |