| Annemden düğün hediyesi. Onun üstüne. Daha yeni evlendim. | Open Subtitles | إنها هدية زفاف من أمي مسجلة بأسمها، لقد تزوجت حديثاً |
| Annemden düğün hediyesi. Onun üstüne. Daha yeni evlendim. | Open Subtitles | إنها هدية زفاف من أمي مسجلة بأسمها، لقد تزوجت حديثاً |
| Ancak genç Roxy onun gibi düğün hediyesi bıçağı değil, | Open Subtitles | إلا أن روكسى الصغيره لم تستخدم هدية زفاف |
| Korkunç bir teyzenin düğün hediyesiydi. | Open Subtitles | كانت مجرد هدية زفاف من إحدى عماتي البغيضات |
| Oh evet , bu ikimizin adına size evlilik hediyesi. | Open Subtitles | أه نعم، تلك هدية زفاف لكما أنتما الاثنان |
| Oğlumu öpüyorsun ama bir düğün hediyesi göndermekten aciz misin? | Open Subtitles | يمكنكِ تقبيل ابنى ولا يمكنكِ ارسال هدية زفاف له؟ |
| Aslında, bir düğün hediyesi. Aslında harika bir hediye. | Open Subtitles | إنها هدية زفاف في الواقع، أخرجي الأفضل لهم |
| düğün hediyesi almaya gitmiş. Vazo. | Open Subtitles | كان قد ذهب ليشتري هدية زفاف تلكالمزهرية.. |
| Parası yoktu. Kızına düğün hediyesi istemişti. | Open Subtitles | كان مفلساَ أراد شراء هدية زفاف لقد حطم قلبها |
| Bu gördüğümü uydurduğumu sanma bir düğün hediyesi gibi göründü bana. | Open Subtitles | لا استطيع الافتراض ان باستطاعتك التظاهر بانك لم تري شيئا عندما تظهر كــ هدية زفاف |
| Bu bir düğün hediyesi olacaktı... | Open Subtitles | لكن الحفل لم يفشل تماماً بل هناك هدية زفاف |
| Sana bir düğün hediyesi aldım ve onu sana tek başınayken vermek istiyorum. | Open Subtitles | معي هدية زفاف أردت أنت أعطيها لك بمفردنا حسناً؟ |
| Böylece ona düğün hediyesi almayacaktık ve nasıl hissettiğimizi anlayacaktı! | Open Subtitles | كي لا نُحضر له هدية زفاف. ليُدرك ذلك الشعور. |
| Ben de size bir düğün hediyesi almam gerekiyor diye düşünüyordum! | Open Subtitles | أعتقد بأنني من المفترض أن أجلب لكم هدية زفاف |
| Siz gelince aklıma geldi, Cooper'la size düğün hediyesi almıştık. | Open Subtitles | هل تعلم قدومكم اليوم ذكرني انه انا وكوبر احضرنا لكما هدية زفاف |
| Kurulun huzurunda konuşma yapmak, çok ilginç bir düğün hediyesi. | Open Subtitles | الكلمة الرئيسية امام الشركاء تلك هدية زفاف رائعة |
| Sanıyorum bir kaç duygusal hata yaptı. Seni bir düğün hediyesi olarak almıştı sonuçta. | Open Subtitles | كانت له بعض الهفوات العاطفية على ما أظن إذْ اشترى لك هدية زفاف في النهاية |
| Annemin üstüne. Bir düğün hediyesi. | Open Subtitles | إنها مسجلة بإسم أمي إنها هدية زفاف |
| - Tanrım. Gençken öyleydik. At düğün hediyesiydi. | Open Subtitles | ربّاه، كنّا صغيرين في السن آنذاك، كان الحصان هدية زفاف. |
| Annenin en sevdiği düğün hediyesiydi. | Open Subtitles | هذه كانت هدية زفاف المفضلة لأمك |
| Tamam. Erken evlilik hediyesi ama görürsen kötü şans getirir yani lütfen görmeye çalışmayı bırak. | Open Subtitles | لا بأس، إنّها هدية زفاف مبكرة، لكن من المشؤوم جدًّا أن تريها |