Müşterilerimize ufak bir jest. Yüzlerdeki gülümsemeyi düşürmemek için bir hediye. | Open Subtitles | أنها لفتة صغيرة لعملائنا هدية من أجل البهجة |
Şimdi bu arabayı yağlamak için bir hediye mi, yoksa zaten yağlanmış bir arabaya sahip olmak için bir hediye mi? | Open Subtitles | الآن، هل هذه الهدية من أجل أنشاء علاقة أو أنها هدية... من أجل أن العلاقة أنشاءت بالفعل؟ أنشاء علاقة؟ |
Onlar Darryl oğlu için bir hediye için alışveriş. | Open Subtitles | إنهم يتسوقون لشراء (هدية من أجل طفل (داريل |
Tropik güneş için hediye. | Open Subtitles | أجل، إنّها هدية من أجل الشمس الإستوائية. |
Flynn'lerin yıldönümü için hediye aldın mı bari? | Open Subtitles | هل أحضرت هدية من أجل حفلة آل (فلينز) |
Yeni ofisiniz için bir hediye. | Open Subtitles | أنها هدية من أجل الأفتتاح |
Bunu bana Rose verdi kızım için bir hediye. | Open Subtitles | (روز) أعطتني هذه، هدية من أجل ابنتي. |