O zaman belki Bu evi iki haftada değil iki günde terk edebilirsin. | Open Subtitles | بعد كدة اتْركُ هذا البيتِ في يومين بدلاً مِنْ إسبوعين. |
Bu evi bir yılı aşkın süredir satmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاولُ أَنْ أَبِيعَ هذا البيتِ لمدّة سَنَة، |
Beş dakika içinde, elinde bu evden başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | خمس دقائقِ مِنْ الآن، أنت سَتملك لا شيء غير هذا البيتِ |
Onu Boston'a geri götürün. Onu bu evden çıkartın. | Open Subtitles | . أعدْها إلى بوسطن . أبعدْها عن هذا البيتِ |
Annem sekiz yıl önce öldüğünden beri bu eve konuk gelmedi ki. | Open Subtitles | أنت لَمْ تَأخُذْ رفقه في هذا البيتِ منذ أن ماتت ْأمي قبل ثمانية سنوات |
Bir vampir olarak doğdum, tıpkı Bu evin diğer üyeleri gibi, ama sen, Frost... sen sadece dönüştün. | Open Subtitles | انا ولدت مصاص دماء مثل كل شخص فى هذا البيتِ لكن، أنت، فروست |
bu ev ikinci el dükkanındaki kamyonun uğradığı yerler arasında değil ama sokağın karşısı listede mevcut. | Open Subtitles | هذا البيتِ ما كَانَ على مخزنِ التوفيرَ قائمة شاحنة صغيرةِ، لكن الواحد عبر الشارع كَانَ. |
Bunun korkutucu olduğunu biliyorum ama sana söz veriyorum bu evde güvendesin. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّ هذه مخيف، لَكنِّي أَعِدُك، أنت آمن هنا في هذا البيتِ. |
Bu evi daha da beyaz yapmak istiyorum... | Open Subtitles | أُريدُ أن إصبغْ هذا البيتِ ويكون أشدُ بياضاً مِنْ.. |
Bu evi yerle bir edecek ve sen de parçalara ayrılacaksın. | Open Subtitles | سَيُحوّلُ هذا البيتِ إلى غبارِ ويَفْصلُ كُلّ جزء أيضاً منك... |
Bu evi vermek bunu telafi etmek için bir çabadır. | Open Subtitles | هذا البيتِ محاولتي . للتَعويض عن ذلك |
Phillip seni ne neşelendirir biliyor musun? Bu evi iyi bir fiyata satmak. | Open Subtitles | تَعْرفُ ماذا تَهْتفُك فوق أَنْ يَجْعلَ a قتل على هذا البيتِ. |
- Trudy ve ben neredeyse Bu evi alıyorduk. | Open Subtitles | - ترودي وأنا إشتريتُ هذا البيتِ تقريباً. |
Bu evi rahmetli babam tasarladı. | Open Subtitles | هذا البيتِ كَانَ صنع أبي المتوفى. |
Bay Gabler'ın bu evden hayatta ayrılmasını istiyorsan onu sağlıklı ve mutlu olduğuna inandırmalısın. | Open Subtitles | لو تُريدُ السّيدَ جابلر أن يتَرْك هذا البيتِ حيِّ يَجِبُ أَنْ تُقنعَه أنك صحّي وسعيد |
bu evden alacağım tek şey yeni silahım. | Open Subtitles | الشيء الوحيد آخذُ مِنْ هذا البيتِ بندقيتُي الجديدةُ. |
Gerçeği söylersem... ..seninle kalıp bu evden hiç çıkmak istemem. | Open Subtitles | الحقيقة الواضحة أنا لن أكُونُ سعيدَة أبداً إذا تَركتُ هذا البيتِ ثانيةً |
O zamanlarda 11 yaşında bir çocuğun vardı. bu eve yeni taşınıyordun. | Open Subtitles | حبيبتى، كَانَ عِنْدَكَ طفلُ بعمر 11 سنةً، وأنت كُنْتَ تَتحرّكُ فقط إلى هذا البيتِ. |
Saygıdeğer Hükümdar Octavian Sezar'ın emriyle bu eve hiç kimse girmeyecek. | Open Subtitles | اوامر حضرة القيصر اوكتافيان لا احد سَيَدْخلُ هذا البيتِ. |
Kazandığı para bu eve gidiyor. | Open Subtitles | الذي قليلاً مال تَجْعلُ يَذْهبُ إلى إبْقاء هذا البيتِ. |
Elbette sorun çıktığı için üzgünüm, ama Bu evin satılamayacağını düşünüyorum... | Open Subtitles | أَنا آسفُ بالطبع لمشكلتِكَ، لكن على أية حال فكرت به لايوجد حل هذا البيتِ كان يُمكنُ أنْ يُباعَ. |
Bu evin etrafını dolaşabilir. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَلْفَّ حول هذا البيتِ. |
Şu an söylediğim şey, bu ev ve iki çocuktan sorumlu olduğundur. | Open Subtitles | الذي أَقُولُ أنت مسؤول عن هذا البيتِ وطفلان صغيران |
Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك |