Ve daha fazlasını istedim.Ama biliyordum ki bu gerginliği geride bırakmam gerekiyordu. | TED | و أردت المزيد. لكني عرفت أنني بحاجة إلى تخطي هذا التوتر. |
Mesela aramızdaki bu gerginliği. | Open Subtitles | هذا التوتر في الوقت الراهن حالما تتعاملين مع ذلك الشيء |
Sen, Jack ve kurtlar arasındaki bu gerginliği artık geride bırakmalıyız. | Open Subtitles | كل هذا التوتر الذي بينك وبين (جاك) والمذؤوبين علينا بتنحيته. |
Çoğu insan için bu stres geçici çünkü sebebi hızlıca çözülüyor. | TED | بالنسبة للكثيرين، هذا التوتر مؤقت لأن سببه يُحَل بسرعة. |
bu stres altında omuzlarım çöktüğünde, bana mikrofonu verdiler. | TED | سلّموني الميكروفون وكان كتفيّ غارقين تحت عبء كل هذا التوتر. |
Daha derine bakma ihtiyacı ile dünyanın güzelliği arasındaki bu gerilim, öyle ki daha derine baktığınızda aslında aradığınız şeyi kaçırmış oluyorsunuz, işte bu gerginlik bu yontmaları hareket ettirendir. | TED | هذا التوتر بين الحاجة إلى نظرة أعمق والجمال والآنية في هذا العالم التي إذا حاولت ان تنظر فيها بشكل اعمق، فإنك بالفعل سوف تضيع ما كنت تبحث عنه هذا التوتر هو ما يجعل هذه المنحوتات تتحرك |
İşte bu gerilim dramatik ironidir; filmdeki karakterlerin bildiğinden daha fazlasını bilmek. | TED | هذا التوتر هو المفارقة الدرامية : إنك تعلم شيئا لا تعلمه الشّخصيات في الفلم. |
Artık dayanamıyorum. bu stres beni öldürüyor. Deliler Kenti'ne giden bir yük vagonundayım. | Open Subtitles | لم يعد بإمكاني التحمل ، هذا التوتر يقتلني .. سأفقد صوابي |
- bu stres değil. | Open Subtitles | لم يكن هذا التوتر. |
Ve bu gerginlik, bu keşif, bu yeni şeylere karşı olan heves ve aynı zamanda sanata karşı duyulan sorumluluk duygusu -- işte bu arabalarda da diğer her şeyde olduğu kadar güçlü. | TED | و هذا التوتر, هذا الإكتشاف, هذا الدفع لشيء جديد -- و في نفس الوقت, هذا الإحساس بالالتزام تجاه ما يتعلق بالبراعة في الحرفة -- و هذا موجود بقوة في السيارات كما في أي شيء آخر. |
bu gerginlik ateşimi söndürdü. | Open Subtitles | هذا التوتر قد قلل حماسي. |
Her iki türdeki bu gerilim ve endişe hikâyeye yön verir ve olayların akmasını sağlar. | TED | هذا التوتر أو التشويق في كلا الصّنفين يقود القصة و يحافظ على استمراية الحبكة. |
bu gerilim, şemada bulunan ayrıcalık katmanları ile insanların toplumda tecrübe ettiği mutlak ayrıcalık arasında da bulunuyor. | TED | ويتواجد هذا التوتر بين طبقات الامتيازات في المخطط وبين الامتياز المُجرّد الذي يختبره الناس في المجتمع. |