Tüm şehir kontrol altında efendim, tek çıkış bu köprüden. | Open Subtitles | المدينه محاطه بأكملها سيدي، تم اغلاق جميع المخارج والمخرج الوحيد لها هو هذا الجسر جميع المواطنين يجب أن يخضعوا للفحص |
30 yıl boyunca her gün bu köprüden geçerdi. | Open Subtitles | كانت تمر عبر هذا الجسر كل يوم لمدة 30 عام |
bu köprü İnka zamanından beri hiç değişmemiş. | TED | لهذا لم يتغير هذا الجسر منذ زمن حضارة الإنكا، |
Adam işini yaptı. O köprüyü yakmanın anlamı yok. | Open Subtitles | الرجل أدى ما عليه لا داعي لحرق هذا الجسر |
o köprüden yine geçecek olursan, güvende olduğunu garantiye almak için önce beni aramalısın. | Open Subtitles | قبل أن تعبر هذا الجسر مجدداً يجب أن تتصل بي أولاً، لأتأكد فقط بأن المكان آمن |
Hepimiz biliyoruz ki O köprü haricinde çıkış yolu yok. | Open Subtitles | نعلم جميعا أنه ليس هناك طريق للخروج إلا عبر هذا الجسر |
O köprünün üzerinde olduğum tek zaman otobüsle eve dönerken. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أمّر فيه من هذا الجسر عندما أكون عائداً إلى المنزل على متن حافلة |
Baksana. bu köprünün temizlenmesini ve yolun açılmasını istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ,أريد أغلاق هذا الجسر وإخلاء الطريق |
Geçeceğimiz köprü bu mu? | Open Subtitles | ـ هل سنعبر هذا الجسر ؟ |
Eğer bu gece bu köprüden atlarsan başına gelebileceklerin arasında yüksek ihtimalle yaşamak var, tamam mı? | Open Subtitles | ،لو سقطت عبر هذا الجسر الآن وكانت لديك فرصةً لتحظى بها ستكون على قيد الجياة،صحيح؟ |
Şu anda birbirimiz hakkındaki duygularımız önemsiz çünkü ne sen ne de arkadaşın bu köprüden canlı ayrılmayacaksınız. | Open Subtitles | الشعور الذي نكنه لبعضنا لا دخل له في هذه اللحظة لأنه لا أنت و لا صديقك ستغادرون هذا الجسر أحياء |
Eğer bu köprüyü kurarsanız ve dış ortamdan uzaklaştırırsanız, o zaman bu köprüyü yaratabilirsiniz ve hücreler vücudunuzda yenilenerek bu köprüden geçip yolunu bulabilir. | TED | إذا بنيت هذا الجسر و ابقيته بعيدا عن البيئة الخارجية, اذا اوجدت هذا الجسر تستطيع الخلايا التي تقوم بالتجدد داخل الجسم أن تعبر هذا الجسر و تكمل الطريق. |
bu köprü sizin olsaydı altından nasıl kalkardınız? | Open Subtitles | إذا كان هذا الجسر جسرك كيف كنت ستبنيه حالياً ؟ |
bu köprü için çok uğraştık ve şimdi meyvelerini toplayacağız, ancak önce, tank desteğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد كافحنا من أجل هذا الجسر ولكن للقيام بذلك، أنا بحاجة إلى دعم من دبابات |
Yapmamız gereken tek şey O köprüyü geçmek, | Open Subtitles | الأن كل ما علينا فعله هو عبور هذا الجسر و ستكون لنا كي نكسبها. |
Sadece O köprüyü kalıcı yapacak büyüyü bulmam gerek. | Open Subtitles | لذا عليّ إيجاد تعويذة لجعل هذا الجسر دائمًا. |
İnsanlar o köprüden sürekli atlıyor, bir şey olmuyor. | Open Subtitles | الناس تقفز من هذا الجسر طوال الوقت ولا شئ يحدث |
Uzun uzadıya düşünmeyi göze alamayız, beyler. o köprüden geçmemiz gerek. | Open Subtitles | لا نقدر أن نكون أذكياء للغاية هنا، يا رفاق يجب أن نهرب من هذا الجسر |
O köprü ile ilgili çok hikâye vardır. | Open Subtitles | يوجد الكثير من القصص حول هذا الجسر |
Biraz araştırma yaptım. İnternette O köprünün resimlerine baktım. | Open Subtitles | لذلك قمت ببعض البحث و نظرت الى صور من على شبكة الإنترنت عن هذا الجسر |
Central Park'a tıkıldık kaldık ve bu köprünün altına sığındık. | Open Subtitles | تحطمنا هنا في المتنزه المركزي ونلتجأ تحت هذا الجسر |
Geldiğim günkü köprü bu. | Open Subtitles | ...هذا الجسر من ليلة قدومي لهنا |
Monrovya'daki bu köprüde eski isyancı bir asker, savaşta tecavüze uğramış bir kadının portresini yapıştırmamıza yardım etti. | TED | على هذا الجسر في مونروفيا, جندي متمرد سابق ساعدنا على الصاق صورة لسيدة يُعتقد انها اغتصبت اثناء الحرب. |
Şu köprüyü yok ettiğini düşünmek bile insana-- | Open Subtitles | مجرد التفكير في تدمير هذا الجسر |
bu köprüyü, mezarın sahibi davetsiz misafirlerin ölümüne yanması için yaptırmış. | Open Subtitles | مالك هذا القبر بنى هذا الجسر كي يُحرَق كلّ من يقتحمه |