"هذا الخطر" - Traduction Arabe en Turc

    • Bu tehlikeyi
        
    • bu tehdidi
        
    • Bu riski
        
    • bu tehlikeye
        
    • bu tehlikeden
        
    • bu tehlikenin
        
    • riske
        
    • tehlike
        
    Ekonomi üzerindeki Bu tehlikeyi gördükten sonra, bu soruna bir çözüm bulmamız gerektiğini düşündüm. Tüm bunlara yaklaşımım bu. TED وبالتالي بالنظر إلى هذا الخطر على الاقتصاد، فكرت أننا في حاجة إلى حل لهذا المشكل. هذه مقاربتي لكل هذا.
    Bu tehlikeyi bertaraf etmenin en barışçıl yolu. Open Subtitles إنها الطريقة الوحيدة الأسلم للحد من هذا الخطر
    Bütün kenti etkileyen bu tehdidi bertaraf etmenin diğer yolu hayli riskli. Open Subtitles هناك طريقة أخرى لإيقاف هذا الخطر المحدق بكامل المدينة
    Yani masum insanlar ölecek olabilir ve ben Bu riski alamam. Open Subtitles شخص بريء سوف يموت، وأنا لا يمكنني أن أتحمل هذا الخطر.
    Başrahibe, manastırı bu tehlikeye soktuğumuzun farkında değildik. Open Subtitles أيتها الأم الموقرة، لم نكن ندرك أننا نضع الدير في هذا الخطر.
    Öyleyse onu bu tehlikeden kurtarmaya ne dersin? Open Subtitles أليس علينا التفكير في نقلها بعيداً عن هذا الخطر إذاً؟
    Evet ama bu tehlikenin, arkadaşının Buffy'nin başına geleceğini gördüğü şey olup olmadığı belli değil. Open Subtitles هذا الخطر الذى رأت صديقتك رؤيا بشأنه؟ إنه غامض للغاية، هناك الكثير مما يحدث الآن
    Bu iş için tüm bu riske biri için girdim. Open Subtitles الآن أنتَ إستمع السبب لخوضي كلّ هذا الخطر
    Majesteleri çok büyük bir tehlike atlattı. Ona yardım edebilirdiniz. Open Subtitles أملي الوحيد أن تكون صاحبة الجلالة قد سلمت من هذا الخطر
    Bu tehlikeyi artık ortadan kaldırmanın vakti gelmiştir. Open Subtitles أنا أيضًا أعتقد أنه حان الوقت للقضاء على هذا الخطر
    Bu tehlikeyi artık ortadan kaldırmanın vakti gelmiştir. Open Subtitles أنا أيضًا أعتقد أنه حان الوقت للقضاء على هذا الخطر
    Seni ilk hissettiğimde Bu tehlikeyi anlamıştım. Open Subtitles أنا أعرف أنها المرة الأولى التي شعرت أنت، هذا الخطر.
    Karıncaların Bu tehlikeyi önleme yolları ise çok zekicedir. Open Subtitles أسلوب النمل في مُعالجة هذا الخطر بارع.
    Tehdit bu kadar gerçekken bu tehdidi sona erdirip hatalarından arınman için sana son bir fırsat veriyorum. Open Subtitles سأمنحك الفرصة لكي تصلحي خطأك وتساعديني في القضاء على هذا الخطر للأبد
    Sen ciddi bu tehdidi almalıdır. Open Subtitles يجب أن تأخذها هذا الخطر بجدية . وأخبرا (بايج)
    Bu riski göze alacağım. Girmeme izin ver. Open Subtitles أنا على استعداد لاتخاذ هذا الخطر اسمح لي بالدخول
    Bu riski alamayacağım, çok fazla şeyi tehlikeye atarım. Open Subtitles أنا لن تحمل هذا الخطر هناك الكثير على المحك
    Hangimiz bu göremediğimiz, dokunamadığımız lakin ebediyen süren bu tehlikeye karşı zarar görmez? Open Subtitles هل اي منا محصن من هذا الخطر الذي لا نراه ولا يمكن لمسه، سوى وجوده الدائم فقط؟
    Ailemizi bu tehlikeye sen mi attın? Open Subtitles أنتَ دعوتَ هذا الخطر إلى عائلتنا ؟
    Milyonlarca insan gazetelerinizi okuyor ve bu tehlikeden haberdar olmaları lazım. Open Subtitles ملايين الناس يقرأون صحيفتك و هم في حاجة ليعلموا بشأن هذا الخطر
    Yakında bu tehlikenin kapında bitecek olmasından korkuyorum. Open Subtitles أنا أخشى فقط أنه قريباً, هذا الخطر سيهبط على شرفة منزلك
    Tüm insanların efendisi Tanrı'm, bu tehlikenin ortasında sadık çobanını koru! Open Subtitles اوصلني، بسيد الجميع، راعينا بوقت هذا الخطر الكبير
    Ekibimi riske atmak isteyip istemediğimden emin değilim. Zorunda değilsin. Open Subtitles لست متأكدًا من رغبتي في وضع عملاء في مثل هذا الخطر
    Evet ama elindeki bütün saha ajanlarını korunaklı bir askerî tesise gönderme riskinden çok daha kötü bir tehlike mi bu? Open Subtitles أجل لكن هذا الخطر أسوأ من المخاطرة لإرسال كل عميل ميداني لديكم إلى المجمع العسكري المحروس؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus