"هذا الصندوق" - Traduction Arabe en Turc

    • bu kutuya
        
    • bu kutuda
        
    • Bu sandık
        
    • o kutuyu
        
    • Bu sandığı
        
    • Şu kutuyu
        
    • O kutu
        
    • Bu sandığın
        
    • bu kutunun
        
    • o kutunun
        
    • şu kutunun
        
    • o kutuya
        
    • bu kutuyu
        
    • bu kutu
        
    • bir kutu
        
    bu kutuya hakkında üçten fazla şikâyet gelen herkes seminere gelmek zorunda. Open Subtitles أي أحد سيحصل علي ثلاثة شكاوي في هذا الصندوق سيتوجب عليه الحضور
    Galiba hayatının büyük bölümünü bu kutuda geçirdi. Open Subtitles قضى معظم عمره في هذا الصندوق على ما أعتقد
    Wow, Bu sandık cehennemden çıkmış gibi. Open Subtitles يبدو هذا الصندوق كما لو أنه ألقي في النار
    o kutuyu açman ise tüm beş topluluğun da simülasyonunu geçmekle mümkün oluyor. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لفتح هذا الصندوق هو عن طرق النجاح في محاكاة الفصائل الخمس.
    Buradaki sembolde, ölümsüzlerin, Bu sandığı açanı öldüreceğini yazıyor. Open Subtitles غير ميت سيقتل كلّ أولئك وسيفتح هذا الصندوق نعم، نعم، والمخلوق سيمتصّهم حتى يجفون ثمّ يصبح كاملا ثانية
    Şu kutuyu görüyorsunuz. Sanıyorum kurbana verilen sıvı miktarını düzenliyor. Open Subtitles أترى هذا الصندوق ، نعتقد أنه ينظم كمية السائل الذي ينتقل للضحية
    O kutu gerçekten standart casus malzemesine benziyor mu? Open Subtitles هل يبدو لك هذا الصندوق مثل معدات التجسس؟
    Herhalde Bu sandığın içinde uyuşturucu bulamayacağımı söyleyeceksin. Open Subtitles أفترض أنكم ستخبروننى أننى لن أجد مخدرات فى هذا الصندوق
    Elimde bir sipariş var ve yapmak istediğim şey kırmızı, yeşil ve maviyi bu kutuya koymak. TED لدي طلبية هنا وما أريده هو أن أضع الأحمر والأخضر والأزرق في هذا الصندوق هنا.
    Onları gördüğünüz bu kutuya koymamız gerekiyor, ve tabi ki şarj etmemiz lazım. TED علينا أن نضعها في هذا الصندوق الذي ترونه هنا، وعلينا أن نشغلها.
    Parayı zarfa koymuştum, zarfı da bu kutuya, Ve hepsi gitmiş. Open Subtitles أنا أضع المال في مظروف ، أضع المظروف في هذا الصندوق والآن لا يوجد شيئ
    bu kutuda bizim tanıyabileceğimiz bir işaret var. Open Subtitles هذا الصندوق به إشارة يمكننا التعرف عليها
    Tüm varlığını size bıraktı, burada, bu kutuda. Open Subtitles من اجل اسباب وقائية ، كل شيء هنا فى هذا الصندوق
    Bu sandık da sürekli bana sorun çıkartıyor zaten. Open Subtitles هذا الصندوق دوماً ماكان معضلة بالنسبة لي
    Karısı 6 ay önce kaybolmuş ve aynı şey Bu sandık için de geçerli. Open Subtitles ذهبت في عداد المفقودين منذ ستة أشهر بالتزامن مع هذا الصندوق.
    Stan, o kutuyu bu tarafa Open Subtitles حسنا ستان ضع هذا الصندوق في الأعلى على اليمين
    Biri o kutuyu dolabıma, anahtarı da anahtarlığıma koydu. Open Subtitles قام أحدهم بوضع هذا الصندوق في خزانتي والمفتاح في سلسلة مفاتيحي
    Tatmin olmadıkça Bu sandığı vermeyeceğiz. Open Subtitles لن نتخلى عن هذا الصندوق إلا لو كنا راضين
    Şu kutuyu görüyorsunuz. Sanıyorum kurbana verilen sıvı miktarını düzenliyor. Open Subtitles أترى هذا الصندوق ، نعتقد أنه ينظم كمية السائل الذي ينتقل للضحية
    Bulduğun O kutu, seninle ilgili son iyi anılarımı içeriyor, senin baban ve Gray. Open Subtitles هذا الصندوق الذي وجدته ، يحتوي آخر ذكرى سعيدة لي عنك ، وعن أبيك وجراي
    Bu sandığın içinde saklanın. Open Subtitles إختبئي داخل هذا الصندوق. لا تخرجي حتّى نناديكِ.
    bu kutunun içinden güzel bir şeyler çıksa iyi olur. Open Subtitles حسنا، من الأفضل أن يكون شيء جيد في هذا الصندوق
    50 yıldır o kutunun içinde sessiz sessiz duruyordum zaten. Open Subtitles أنا سحقت وعصرت داخل هذا الصندوق لأكثر من خمسين عاماً
    Al şu ipi. şu kutunun üzerine çık ve oradaki sapa bağla. Open Subtitles خذ هذا الحبل , وأصعد فوق هذا الصندوق وأربط الحبل فى الحلقة
    Daha önce hiç depo envanterindeki o eşyaların o kutuya nasıl girdiğini düşündünüz mü? TED هل توقفت للحظة وفكرت كيف تمكنت المواد المخزّنه هذه من الوصول إلى داخل هذا الصندوق في المستودع؟
    Kırılmış zırhından bir parça almış ve bu kutuyu yapmış. Open Subtitles لذا أخذ قطعة من درع مكسور وصنع منها هذا الصندوق
    bu kutu içinde gerçekten köpek varmış gibi ağır. Open Subtitles حتى أن هذا الصندوق يبدو ثقيلاً كفاية ليبدو بأن كلب بداخله
    Benim barmeni bulup bu bir kutu dolusu tabure üstünü teslim etmem lazım. Open Subtitles يجب أن أجد النادل و أوصل له هذا الصندوق من منعم كراسى البار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus