Özellikle bu bilgisayar "hack"lenemiyor ama Margaux' nun güvenlik sistemi öyle değil. | Open Subtitles | هذا الكمبيوتر المحدد غير قابل للإختراق ولكن النظام الأمني لمارغو ليس كذلك |
bu bilgisayar çok hızlı görünüyor -- çok fazla çalışıyor, ve insanlar etrafta koşuşuyor, ve vay, diye düşündük, bu yüksek bir hızda oluyor. | TED | هذا الكمبيوتر يبدو سريعا جدا ، و يعمل بجهد كبير و الناس يتراكضون، و نحن نفكر أن الأمر يحدث بسرعة كبيرة |
bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. | TED | والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي |
Hayatına değer veriyorsan o bilgisayarı hemen şimdi kapatırsın! | Open Subtitles | سوف توقف هذا الكمبيوتر الآن |
Yani içinde bir virüs varsa yalnızca bu bilgisayarı etkiler. | Open Subtitles | بالتالي لو أن هناك فيروس على هذا القرص الصلب سيؤثر على هذا الكمبيوتر فقط |
bu bilgisayara kim bakarsa baksın hiçbir şey bulamamalı. | Open Subtitles | علي فعل ذلك لكي إذا تفحص أحد ما هذا الكمبيوتر ، فلن يجدوا شيئاً |
Geldiklerinde onlara bu bilgisayarda gerçekten zor bişeyler var dedim. | TED | وقدموا جميعا إلى هناك، وقلت لهم ان هناك بعض الاشياء الصعبة حقا في هذا الكمبيوتر. |
Senin yerini uyduya bildiriyor, uydu sadece bu bilgisayardan izlenebiliyor. | Open Subtitles | يمكنه تحديد موقعك في أي مكان بواسطة القمر الصناعي والذي يمكن استقبال ذبذباته على هذا الكمبيوتر فقط |
o bilgisayar AC2 güvenlik sistemleriyle korunuyor. | Open Subtitles | هذا الكمبيوتر لديه . إجراءات أمنية مشددة |
Teknik olarak o bilgisayara bakabilmek için mahkeme emri almam gerekirdi. | Open Subtitles | تقنيا، يجب عل الحصول على أمر من المحكمة لتفحص هذا الكمبيوتر |
Ve bu bilgisayar sadece tek şeyi yapmak üzere programlandı, bu da eğer fareyi oynatırsanız, fare ekranda değişiyor. | TED | و هذا الكمبيوتر مبرمج ليعمل شيئا واحدا، و هو: اذا حركت فأرة الكمبيوتر، فان شكلها يتغير في الشاشة |
bu bilgisayar çöktüğünde bayağı bir veri kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت قدرا من المعلومات عندما تعطل هذا الكمبيوتر |
bu bilgisayar işe yarayabilir. | Open Subtitles | هذا الكمبيوتر المحمل .قد يساعد أعتقد أن علينا الخروج. |
İşte bu bilgisayarın tükettiği güç miktarı. | TED | هذا مدى القوة التي يستخدمها هذا الكمبيوتر. |
Şimdi, adam hapiste, ama bu bilgisayarın sahibi de aynı şekilde öldürüldü. | Open Subtitles | والآن، المتهمون في السجن ولكن مالك هذا الكمبيوتر قد تم قتله بنفس الطريقة التي قتلت بها الأم |
Hâlâ o bilgisayarı saklıyorum. | Open Subtitles | لا يزال لدي هذا الكمبيوتر. |
Ve bir tür çalışan bilgisayar. Ve bu bilgisayarı yaptığımda, bir an yaşadım -- nasıl derler? -- aydınlanma anı yaşadım, bilgisayarın çok hızlı olduğunu anladığımda. | TED | و هو كمبيوتر يعمل، و عندما ركبت هذا الكمبيوتر كانت هناك تلك اللحظة التي تسآلت فيها .. ماذا يسمى؟؟ اللحظة التي أدركت فيها أن الكمبيوتر قد يكون سريعا جدا |
Steven Cordoba'nın Nevada sürücü belgesini, bu bilgisayara gönder. | Open Subtitles | ضع رخصة قيادة ستيفن كوردوبا على هذا الكمبيوتر |
Çünkü gerekli çözme programı bu bilgisayarda. | Open Subtitles | لأن برنامج فك الشفرة موجود على هذا الكمبيوتر |
Kurbanımıza bu bilgisayardan e-mektup gönderilmiş. | Open Subtitles | يتطابق في ماذا؟ قاتل ضحيتنا دخل على البريد الإلكتروني من هذا الكمبيوتر |