Ama bu, yaptıklarınızın kanunsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor, bunun da bir bedeli var. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير حقيقة أن أفعالكم كانت غير قانونية إطلاقاً، ولذلك عواقب. |
Ancak bu, milyonlarca kadını ezen sistemi değiştirmiyor. | TED | لكن هذا لا يغير النظام الذي يحطم ملايين النساء. |
Ama bu çok kolay olan bir işi zorlaştırdıkları gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يغير الحقيقة فهذا يجعل ما هو صعب سهل تماماً |
İster inanın ister inanmayın Alan'ın burda olduğu gerçeği değişmeyecek. | Open Subtitles | أو إن كنتما تصدقان الأمر أم لا هذا لا يغير حقيقة أن آلن هنا |
Kurucu öyle diyor. Hiçbir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | هذا ما قاله المؤسس، ولكن هذا لا يغير أي شيء. |
Hatta notaları var bende. Bu senin ne istediğini değiştirmez. | Open Subtitles | أعتقد بأن لديّ النوتة الموسيقية هذا لا يغير مما تريدينه |
Ama, bu benim bu salonda bulunan ve bu ülkede yaşayan herkesin içeride, derin bir yerlerde, benzer arzular taşıdığına dair inancımı değiştirmeyecek. | TED | ولكن هذا لا يغير قناعتي كل واحد منا، في عمقنا، هنا في هذه القاعة وعبر هذا البلد، نتقاسم مجموعة مماثلة من الرغبات. |
Öyleyim ama bu senin ödlek olduğun gerçeğini değiştirmiyor, Harry. | Open Subtitles | انا كذلك , لكن هذا لا يغير من حقيقه انك اصفر , هارى |
Ama bu senin arabanın uçurumun kenarında bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير حقيقة أن سيارتك كانت في مكان الحادث |
Ama bu, herkesin hakkımda benden daha çok şey biliyormuş gibi göründüğü gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغير واقع كون الجميع يعرف عني أكثر مما أعرف عن نفسي |
Ama bu babama yakınlaşmam gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير حقيقة أننى أرغب فى التقرب لوالدى |
Ama bu, o kavşakta trafik lambası olması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير الحقيقة انه يجد ان يكون هناك اشارة مرور فى التقاطع |
Stratejinin gereksiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. | Open Subtitles | هذا لا يغير الحقيقة بأن إستراتيجيتك كانت متهورة |
Ama açıkçası pek bir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير شيئا رائعا حقا الكثير، بصراحة. |
Dediğini yaparsam hiçbir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | هذا... هذا لا يغير أي شيء ما فعلته، فعلته لأجل عائلتي |
Tama devam et ama gerçekler değişmeyecek. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يغير الواقع |
Bu değişmeyecek. | Open Subtitles | هذا لا يغير الامر |
Senin farklı olduğunu biliyorum ama içinde bir şeyin seni zehirlediğini değiştirmez bu. | Open Subtitles | أعلم أنك مختلف لكن هذا لا يغير حقيقة أنه يوجد بداخلك شيء يسممك |
Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير من حقيقة أنك مدين لنا بستمائة ألف دولار |
Sevdiğim, yatağıma aldığım kişiyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | هذا لا يغير من أحب أو من اريد ان أصتحبها إلي السرير |
Yine de burada yapmam gerekenleri değiştirmeyecek. | Open Subtitles | مازال هذا لا يغير ما نفعله هنا |