Ve Bu senin için, Helen. Oradaki beyefendinin selamları. | Open Subtitles | و هذا لكِ يا هيلين مجاملةً من السيد الجالس هناك |
İşte, Tristen. Bu senin için... | Open Subtitles | تفضلى يا تريستن هذا لكِ بدون مقابل |
Evet, ve Bunu sana kanıtlamak taklalar atıyorum. | Open Subtitles | نعم.لقد تخطيت من خلال العراقيل لأثبت هذا لكِ |
Bunu sana ben söylemiştim. Sen bana söylemiyorsun. | Open Subtitles | أنا أقول هذا لكِ و لكن أنت لا تقولينه لي |
Demek daha önce sana bunu söyledim? Hiç konuşmadığımızı söylemiştin. | Open Subtitles | قلت هذا لكِ من قبل أعتقدتُ أننا لم نتحدث أبداً |
Kancıklığım için özür dilerim. Bu sana. | Open Subtitles | اسفه لكوني شحيحة معك هذا لكِ |
Bunu senin için kazandım. Belki öpersen prense dönüşebilir. | Open Subtitles | كسبتُ هذا لكِ ربّما إن قبلته, سيتحول إلى أمير |
- Bu sizin için. | Open Subtitles | هذا لكِ. ما هذا ؟ |
Taşınıyorsunuz. Neredeyse Bunu size iletemeyecektim. | Open Subtitles | أنتي تقومين بالإنتقال أنا لم أكن قادر علي توصيل هذا لكِ |
Bu senin. Kafeinsiz ile değiştirdim. | Open Subtitles | هذا لكِ أنا بدلت إلى خالية الكافيين |
Madem öyle, Bu senin için sevgili muhafızım. | Open Subtitles | حسناً، هذا لكِ يا حارستي العزيزة. |
Bu senin için anne. | Open Subtitles | هذا لكِ يا أماه |
Bunu sana dışarıdaki bey gönderdi. | Open Subtitles | هذا لكِ من الرجل اللطيف الذى يجلس بالخارج |
Ama Brakebills'ten önce gerçek hayatta Bunu sana söylemiştim. | Open Subtitles | ولكن قلت هذا لكِ في الحياة الحقيقية قبل الذهاب الى براكيبيلس |
Keşke Bunu sana söylemek zorunda kalmasaydım. | Open Subtitles | وأتمنى أني لم أضطر أن أقول هذا لكِ |
Çünkü sana bunu söyleyeceksem sen bana bakarken söyleyemem. | Open Subtitles | لأنني إن كنت ساقول هذا لكِ فلا اقوى على قوله لكِ مباشرتًا.. |
Onunla bir şikayetim yok. sana bunu kanıtlamam gerekmiyor. | Open Subtitles | وليس لدي أي عداوة معه ولا احتاج لإثبات هذا لكِ |
Bu sana ne getirir? | Open Subtitles | ما فائدة هذا لكِ ؟ |
Vay canına. Bu sana gelmiş. | Open Subtitles | مرحباً، قالوا أن هذا لكِ |
Eğer Bunu senin için yaparsam sen de benim için bir şeyi açıklığa kavuşturursun. | Open Subtitles | إذا فعلت هذا لكِ ، لربما يمكنك توضيح شيء لي. |
Leydim, sanırım Bu sizin. | Open Subtitles | سيدتى، أعتقد أن هذا لكِ |
Ve aradığınız maceraya gelince... Bunu size sağlamayı umabilecek pek fazla erkek yoktur sanırım. | Open Subtitles | أشك بأن القليل من الرجال قد يتمنون توفير هذا لكِ. |
Sana öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لن يحدث هذا لكِ. |
Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve bunun sana nelere malolduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كم أن هذا مهماً لكِ و... أشعر بمدى لألأم التي يسببها هذا لكِ |
Bu size ne ifade ediyor bilmiyorum ama kullanmam. | Open Subtitles | -ما قولكِ بهذا ؟ -كيفَ يبدو هذا لكِ ؟ |