Şu anda tek emin olduğum şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذى أعرف أنى متأكد منه الآن |
Evet. Gizlemek için kendini bu kadar zorladığın şey bu. | Open Subtitles | نعم ، هذا هو الشئ الذي تحاول إخفاءه بشدة |
Evet, elbette, önemli olan bu. | Open Subtitles | نعم بالطبع ، هذا هو الشئ المهم |
Ayağında çizmeleriyle öldü, önemli olan bu. | Open Subtitles | لقد ماتت بشرف, هذا هو الشئ الاساسى |
Bu işe on yıl geç atıldım biliyorum ama her zaman en çok istediğim şey buydu. | Open Subtitles | أعرف انني بدأت من هنا مايقارب عشر سنوات متأخرة لكن هذا هو الشئ الوحيد الذي أردته دائماً |
Yapılması gereken şey buydu. | Open Subtitles | كان هذا هو الشئ النبيل للقيام به |
Yapılacak doğru şey, bu gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو ان هذا هو الشئ الصحيح الذى يجب ان افعله , صحيح ؟ |
Düşünebildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذي أستطيع التفكير فيه |
İnsanlarda asla anlayamadığım bir şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الذي لم أفهمه من هؤلاء الناس |
Tüm bu olanlardan sonra hatırladığın, tek şey bu olsun. | Open Subtitles | .. هذا هو الشئ الوحيد الذي ستذكرينه تعرفين . عندما تجتازين كل شئ |
Dünyada onu üzen tek şey bu olur. | Open Subtitles | ربما هذا هو الشئ الوحيد الذي سيؤلمه"كريج" |
Dogru olan bu ve gecici bir durum. | Open Subtitles | ان هذا هو الشئ الصحيح ولكنه وضع مؤقت |
Yalan söylemiyordum. Garip olan bu zaten. | Open Subtitles | أنا لم أكذب، هذا هو الشئ الغريب |
Ama şaşırtıcı olan bu değildi. | Open Subtitles | و لم يكن هذا هو الشئ المذهل |
Yanlız şaşırtıcı olan bu değildi. | Open Subtitles | و لم يكن هذا هو الشئ المذهل |
Önemli olan bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الاساسي |
Onun aramasını engelleyen tek şey buydu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذى منعه من الاتصال |
Bayan Hewes, yemin ederim sakladığım tek şey buydu. Geri kalan her şeyi oraya yazdım. | Open Subtitles | سيدة (هيوز)، أقسم أن هذا هو الشئ الوحيد الذى تجاهلت ذكره، كل شئ آخر ستجديه هنا |
Olamaz. O şey buydu. | Open Subtitles | أجل هذا هو الشئ |