Sana, Oliver ile ilgili neler olduğunu sormak için uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | السيد كونكلين، هل هذا هو الوقت المناسب أن أسألك ماذا يجري مع أوليفر؟ |
Bunu cevap vermek için uygun bir zaman olarak görebilirsiniz. | Open Subtitles | خذ حريتك و إعتبر أن هذا هو الوقت المناسب للإجابة |
Şu an sana ihtiyacım var ve bana yardım etmen gerekiyordu. | Open Subtitles | والآن، هذا هو الوقت الذي أحتاجكِ فيه، ومن المفترض أن تساعديني. |
İşte benim temellerimin atıldığı zaman bu oldu. | TED | لذلك هذا هو الوقت الأساسي الذي حصلت عليه. |
Artık, bu endüstride değişim yaratma ve daha sürdürülebilir bir yöne itmenin vakti geldi. | TED | هذا هو الوقت المناسب لإحداث التغير المبدع في هذه الصناعة وأن ندفع بإتجاه الاستدامة. |
İşte size zaman, şimdi. an bu andır. | Open Subtitles | هذا هو الوقت المناسب الآن, الآن هو الوقت المناسب |
Süprizlere alışmak için mükemmel bir zamandayız. | Open Subtitles | حسناً، هذا هو الوقت المثالي لكي تعتاد على المفاجأت. |
- Wu, şimdi hiç sırası değil. - sırası hiç gelmiyor ki! | Open Subtitles | وو , ليس هذا هو الوقت المناسب لا لم يكن دائما مناسب |
Anlaştığımız saat bu. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذي اتفقنا جميعا عليه |
Ev almak için doğru bir zaman olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أن هذا هو الوقت المناسب لبناء منزل؟ |
O cam göz görünüşünü geri getirmek için mükemmel bir zaman. | TED | هذا هو الوقت المثالي لإعادة نظرة العين الزجاجية تلك. |
Tasarımda dikkat çekici bir zamanda yaşıyoruz, çünkü bu iki kutbun bir araya geldiği bir zaman. | TED | ونحن نعيش في لحظات مميزة في التصميم. لأن هذا هو الوقت الذي يتقارب فيه كلا المعسكران سويةً. |
Şu an kurdun gerçekte ne olduğunu görme zamanı. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذي رأينا فيه الذئب على حقيقته. |
Şu an ona çıkma teklif etmen için harika bir zaman. | Open Subtitles | هذا هو الوقت المناسب لتطلب منها الخروج معك |
Aslında Şu an tam da sıradan birinin küfredeceği bir an. | Open Subtitles | ترين الان اظن ان هذا هو الوقت عندما رجل اخر يمكن ان يلعن, |
Sanırım bunu sana söylemem için doğru zaman bu oğlum... | Open Subtitles | تعرف،ياإبني،أعتقد بأنه من المحتمل أن يكون هذا هو الوقت المناسب لأخبارك |
İşte karşılık vermen gereken zaman bu an. | Open Subtitles | لذا, هذا هو الوقت الذي يجب أنْ تتحـــــرّكي فيه. |
Artık gitmenizin vakti geldi bence. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الوقت الذي عليكما فيه بالذهاب من هنا |
Nehir gibi eve akmanızın vakti geldi. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذى ينبغى أن تكونوا . فيه مثل النهر وتنسابون لمنازلكم |
İfadene eklemek istediğin bir şey varsa o an bu andır. | Open Subtitles | إذا كان لديك أي شيء آخر تريد إضافته إلى بيانك، هذا هو الوقت المناسب |
Altı ele ihtiyacınız olduğu an bu andır. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذي تحتاج فيه ستة أيدي |
Ulusumuz için kritik bir zamandayız. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الحاسم لامتنا |
- Çok önemli bir zamandayız. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الحرج |
Kullanmanın tam sırası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا هو الوقت الأمثل للاستفادة بها. |
Benim geleceğim saat bu. | Open Subtitles | - هذا هو الوقت الذي سآتي فيه إلى هناك |