"هذا يثبت" - Traduction Arabe en Turc

    • kanıtlıyor
        
    • kanıtı
        
    • Demek ki
        
    • kanıtlar
        
    • kanıtlamış
        
    • ispatlıyor
        
    • kanıtlanmış
        
    Bu en azından bize bir şeyi kanıtlıyor. Buradan gerçekten çıkılabilirmiş. Open Subtitles على الأقل هذا يثبت شيئآ انك بالفعل يمكنك الخروج من هنا
    Parayı kimin çaldığını bilmiyoruz ama bu Mondain'ın masum olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles نحن لانعلم من الذي سرق النقود لكن هذا يثبت براءة ماندان
    Bak, bu bize zarar verebilecek şeyin sadece suçlularla savaşmak olmadığının bir kanıtı. Open Subtitles اصغي، هذا يثبت أنه يمكننا أن نتأذى في أشياء أخرى غير محاربة الجرائم
    Anlaşıldı, Demek ki annenizin kılığına bürünmüştü. Open Subtitles هذا يثبت أنها كانت الواحدة التى ترتدى الملابس لتبدو كوالدتك
    Bu sadece, istihbarat operasyonlarını sorgulayarak... araştırma yürütemeyeceğinizi kanıtlar. Open Subtitles هذا يثبت فقط أنه لا يمكنك إجراء تحقيق للتشكيك في العمليات الاستخباراتية لحكومة الولايات المتحدة
    En azından dövüş sanatında aralıksız çalışmanın hikmetini kanıtlamış oldun. Open Subtitles بأقل تقدير هذا يثبت حكمة تدريب مستمر في فن المعارك
    Bu da burada yolu kapatan bir kamyon olmadığını ispatlıyor. Open Subtitles أتعلم ؟ هذا يثبت بأنه مستحيل أن يكون هناك شاحنة
    İnsanların polisle kaynaşmak istememesi, kanıtlanmış sosyolojik bir gerçektir. Open Subtitles هذا يثبت النظية الاجتماعية العامة لا يختلطون مع الشرطة
    Bu kanıtlıyor ki bazen ilk denemeyi bir kenara atmak gerekiyor. Open Subtitles حسنا هذا يثبت شيئا واحد يجب ان ترمي اول بانكيك تصنعيها
    Varlık olabilecek bir başkan yardımcısı arıyoruz. Bu araştırma öyle olmadığını kanıtlıyor. Open Subtitles نحنُ نبحث عن نائبٍ للرئيس ثمين، بحثنا هذا يثبت أنها ليست كذلك
    Bu şeyler, insan denen canlının birlikte hareket ettiğinde ve gerçekten zorladığında olağanüstü ilerleme kaydedebileceğini kanıtlıyor. TED هذا يثبت أن هذه الفصائل من البشر قادرة على تحقيق تقدم باهر وجبار إن تعاوانوا مع بعضهم البعض وحاولوا بكل مقدرتهم.
    Tam tahmin ettiğim gibi. Bu da teorimi kanıtlıyor. Ağabeyine bir bak. Open Subtitles تماماً مثلما ظننت هذا يثبت نظريتى أنظر لأخيك.
    Şövalyenin öyküsünün doğru olduğunu kanıtlıyor ama eksik. Open Subtitles و هذا يثبت أن قصة الفارس حقيقية و لكن كما أشرت أنت إنها غير مكتملة
    Doğru çünkü kanamanız olduğunda onun üstünde durduğunuzu kanıtlıyor. Open Subtitles لأن هذا يثبت أنك كنت تقف حولهم وهم ينزفون
    Bunu kullandığının kanıtı. Belki. Open Subtitles ها نحن إذن، هذا يثبت أنها كانت تتناول المادة
    Bölge savcısı Heinz Harris'in beraat ettirebilecek bir kanıtı sakladığına dair kanıtımız var. Open Subtitles هذا يثبت ان محامي الولايه هينز هاريس .اخفى دليل مهم
    İşte kanıtı, çocuklar. Penguenler memelilerden daha akıllıdır. Open Subtitles هذا يثبت ذلك , يا أصدقائي البطاريق أذكى من الثدييات
    Demek ki onu seviyorsunuz ve eminim o da bunu çok takdir ediyor. Open Subtitles هذا يثبت بأنكم تحبونه وأنا واثق بأنه يقدّر ذلك
    Demek ki onu seviyorsunuz ve eminim o da bunu çok takdir ediyor. Open Subtitles هذا يثبت بأنكم تحبونه وأنا واثق بأنه يقدّر ذلك
    Demek ki kekemeliğiniz kalıcı değilmiş. Open Subtitles هذا يثبت أن اعاقتك ليست حالة دائمة لديك.
    Bu seni sevdiğini kanıtlar, değil mi? Open Subtitles أخذك لتناول الغداء. هذا يثبت انه يحب لك، أليس كذلك؟
    Böylece şu an içmekte olduğun su için mücadele veren Kralını desteklediğini kanıtlamış olursun. Open Subtitles هذا يثبت إنك تهتم لأمر الملك الذي يحارب الأن من أجل الماء الذى نشربه
    Yine de, bu, teorimin doğruluğunu ispatlıyor. Open Subtitles و مع ذلك .. فإن هذا يثبت .أن نظريتي صحيحه
    Sadece seni sevdiğim kafamda kanıtlanmış oldu. Open Subtitles هذا يثبت لي مدى حبي لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus