Yani Bu demektir ki tesadüfi sonuçlara farklı bir bakış açısıyla bakmalıyız. | TED | اذا هذا يعني انه علينا ان ننظر بصورة مغايرة للعواقب الغير مقصودة |
Bu demektir ki Leviathan gittiği her yerde daima ölüm olacak. | Open Subtitles | هذا يعني انه سوف يكون هناك المزيد من الموت أينما يذهب الطاغوت. |
Bu demektir ki ne yaptıysam sesli söyleyince | Open Subtitles | هذا يعني انه كل ما كنت أفعله فقط لا يبدو الحق |
Bu da yakıtımızın yarısını kullandık ve artık geri dönemeyiz demek oluyor. | Open Subtitles | هذا يعني انه في هذه النقطه فاننا لا نستطيع العوده |
O zaman bu birlikte yemek yiyebiliriz demek oluyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني انه يمكننا تناول العشاء معاً , صحيح؟ |
Bu da senin olduğundan daha çabuk büyümek zorunda olduğun anlamına geliyor. | Open Subtitles | قولك هذا يعني انه كان عليك ان تكبر بسرعة ، هاه ؟ |
Bu, siyasilerinizden istemek yerine, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için kendinize bakmanız gerektiği anlamına geliyor. | TED | ولكن ما هذا يعني .. انه بدلا من ان تطلب من السياسين القيام بشيء ما حيال امر ما عليك ان تقوم انت بتلك الامور |
Bu demektir ki hala 2 saatim var. | Open Subtitles | هذا يعني انه لايزال لدي ساعتان |
- Bu demektir ki... | Open Subtitles | هذا يعني انه سيكون هناك... |
Bu demek oluyor ki, sesini gerektiğinde ister Darth Eliot'a... | Open Subtitles | الان, هذا يعني انه يمكنني التحكم بدرجة الصوت من اي مكان لجعل صوتك يبدو كاليوت القاسي.. |
İyi. Yani bu ne zaman kötü hissedersen gelip benimle takılacaksın demek oluyor. | Open Subtitles | جيد, هذا يعني انه كلما ضاق بك الحال, عليكِ أن تأتي و تمضي الوقت معي |
Yeni bir efendin olduğu anlamına geliyor pis korsan. | Open Subtitles | هذا يعني انه لديكم سيد جديد , ايها القراصنة الحثاله |
Bu, geriye yapılacak tek bir şeyin kaldığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني انه هناك شيئا واحدا باقيا لفعله |