Küçük kızım altından kalkabileceğini söylüyor ve bu benim için yeterli. | Open Subtitles | لكن إبنتي تقول أنك ستحسن التصرف و هذا يكفيني |
Her neyse, beni dinlediniz. bu benim için yeterli. | Open Subtitles | المهم، أنك إستمعت لي، هذا يكفيني |
Dinle, Rebecca'nın eski bir arkadaşısın, Holly senin için çok iyi referans verdi bu benim için yeterli. | Open Subtitles | (اسمعي, أنتِصديقةقديمةلـ(ريبيكا, ( . هولي) أوصت عليكِ. هذا يكفيني |
Tamam bu benim için yeterli. | Open Subtitles | حسناً هذا يكفيني |
Ve bu benim için yeterli bir neden. | Open Subtitles | و حاليّاً، هذا يكفيني |
bu benim için yeterli. | Open Subtitles | فهذا لسبب وجيه و هذا يكفيني |
bu benim için yeterli. | Open Subtitles | هذا يكفيني |
bu benim için yeterli. | Open Subtitles | هذا يكفيني |