Sayın Büyükelçi, bu bilgiyi işbirliği ruhu gereğince zorunlu olmadığımız halde açıkladık. | Open Subtitles | سيدي السفير، قمنا بالكشف عن هذة المعلومات طوعاً من روح التعاون |
Eminim bu bilgiyi doğrudan Mary Banner'dan almışsındır. | Open Subtitles | أوه, وأعتقد أنك حصلتى على هذة المعلومات مباشرة من مارى بانر |
Çerez canavarı dostunuzdan bu bilgiyi sakladınız değil mi? | Open Subtitles | وابقيت على هذة المعلومات واستخدمتها مع صديقك اليس كذلك؟ |
Kusura bakmayın ama Bu bilgi siz ve güvenlik ekibiniz için. | Open Subtitles | مع كامل إحترامي، يا سيدي هذة المعلومات هي لك فقط ولفرقك الأمن الخاص بك |
Bu bilgi sanığın lehine. | Open Subtitles | هذة المعلومات تؤيد موقف المدعي عليها |
Tüm bu bilgileri sabah otelimde istiyorum. | Open Subtitles | أريد كل هذة المعلومات فى الفندق صباح الغد |
Lütfen söyler misiniz, planlarımızın ne kadarını biliyorsunuz... ve bu bilgileri nasıl elde ettiniz? | Open Subtitles | ببساطة , أريدك أن تخبرنى .... ما تعرفة عن ترتيباتنا وبالطبع من أين حصلت على هذة المعلومات |
Özür dilerim, sana bu bilgiyi vermek için programlanmadım. | Open Subtitles | أنا آسفة ، لست مبرمجة لإعطائك مثل هذة المعلومات |
- bu bilgiyi nasıl ele geçirdiniz? | Open Subtitles | من أين حصلت على كل هذة المعلومات ؟ |
- bu bilgiyi nasıl ele geçirdiniz? | Open Subtitles | من أين حصلت على كل هذة المعلومات ؟ |
Shopshire polisi şu anda bu bilgiyi kontrol ediyor. | Open Subtitles | "ضابط شرطة "شوبشاير أكد لنا هذة المعلومات |
Sana bu bilgiyi vermek için proglanmadım. | Open Subtitles | لست مبرمجة لإعطائك مثل هذة المعلومات |
bu bilgiyi nasıl aldın? | Open Subtitles | كيف حصلت على هذة المعلومات |
Bu bilgi sanığın lehine. | Open Subtitles | هذة المعلومات تؤيد موقف المدعي عليها |
Bu bilgi doğru mu ? | Open Subtitles | كيف حصلت على هذة المعلومات ؟ |