Masum erkek, kadın ve çocuklar, sen özgür olmadığın için bu dünyada, bir gün fazla yaşayabilecek. | Open Subtitles | رجل برئ او امراة او طفل سوف يحظى بيوم اضافى على هذه الارض لانك لست حراً |
Oğlunu senden 2 yıl uzaklastırdım, ve bu zamanı vermemin tek yolu bu dünyada 2 yıl daha fazla yasama hakkını vererek. | Open Subtitles | اخذت ابنك بعيداً عنك لمدة سنتين, والطريقة الوحيدة لإرجاع تلك الايام لك بان اعطيك سنتين اضافيتين على هذه الارض. |
bu toprakları fetheden general sallandırılmalı. | Open Subtitles | الجنرال الذي فتح هذه الارض كان يجب ان يخيطها بابهامه |
Siyular direndi, çünkü 68 antlaşmasına istinaden Bu topraklar onların. | Open Subtitles | السو قاموا لان حسب معاهدة 1968 هذه الارض تعد ملكهم |
Zayıf noktaları bulundu ve yok edildiler hem de insanoğlunun onca silah ve cihazları işe yaramazken her şeyi bilen Tanrı'nın bu Dünya'ya koyduğu ufacık yaratıklar tarafından. | Open Subtitles | لقد انتهوا و تحطموا بعد أن فشلت جميع أسلحة الانسان بواسطة أصغر الكائنات التي خلقها بحكمته في هذه الارض |
Yani içinden demiryolu geçmese bu toprakların on para etmeyeceğini kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | اذاً انتم تعرفون ان هذه الارض ليس لها قيمة اذا لم تضعوا هذه السكة؟ |
6 kral bu topraklarda doğdu ve Tanrı onlara yardım etti. | Open Subtitles | ستة ملوك في هذه الارض لهذا الله ساعد .. ِ |
Hayır, oğlum. Ne kadar çok çalışırsam çalışayım, asla bu araziye sahip olamam. | Open Subtitles | لا يا بنى , مهما فعلت فى هذه الارض لن امتلكها ابدا |
Bir gün bu toprağı alacağım ve tam burada, bu bağ enkazında, harika şaraplar yapacağım. | Open Subtitles | يوما ما ساشترى هذه الارض وسأصنع نبيذا رائعا. هنا على حطام هذا الكرم. |
Arkadaşın Ben Quick'e 1000 dolar ödedim, Bu arazinin hakları için. | Open Subtitles | لقد دفعت لصديقك ذاك بن كويك الف دولار حق هذه الارض |
dedim ki, buralarda başka bir KızıIderili görürsem, derhal bu topraklardan kovacağım... | Open Subtitles | ولا اريد ان ارى هنديا هنا اطردوهم من هذه الارض |
bu dünyada beni anlayabilecek bir kişi olduğunu düşünüyordum. Bu sen değilsin. | Open Subtitles | اعتقدت ان هناك شخص واحد سيفهمني على وجه هذه الارض , ذلك انت |
Ne? Eğer bu dünyada nefes almayı sürdürmek istiyorsan, sakın içeri girme. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تأخذ نفسا آخر على هذه الارض فلا تذهب للداخل |
Çünkü sen benim sevgilimsin ve bu dünyada yaptığım her şeyde olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لانك شريكي في الحياة والحب واريدك ان تكون جزء من كل شيئ اقوم به على هذه الارض |
bu toprakları tanımıyor. Ben tanıyorum. Bir gün içinde izimizi kaybettirebiliriz. | Open Subtitles | انه لا يعلم هذه الارض انا اعلمها جيدا ومن الممكن ان نختفى كليا فى يوم واحد |
Planınızın işlemesi için, onlardan bu toprakları çalmanız mübâh mı? | Open Subtitles | هل ستسمح بان تسرق هذه الارض منهم حتى ترى خطتك تنجح؟ |
O yüzden eşitliği sağlamak için Tanrı bu toprakları şeytani adamlarla doldurdu. | Open Subtitles | ولتصحيح المعادله ملأ الاله هذه الارض بالعديد من الرجال الاشرار |
Bu topraklar çok uzun süredir bize ait! | Open Subtitles | هذه الارض تخص شعبنا منذ امدٍ بعيد وابداً. |
Bu topraklar Toprak İmparatorluğu halkına aittir ve geri alma vakti gelmiştir. | Open Subtitles | هذه الارض تابعة لسكان مملكة الارض . وهذا هو الوقت لأسترجاع هذه الارض |
bu Dünya'daki görsel ikizimi bulabilirsem zarar görmüş hücrelerimi, sağlıklı olanlarıyla değiştirebilirim demiştim. | Open Subtitles | اعتقد انني لو وجدت شبيهي على هذه الارض سوف يمكنني ان استبدل خلاياي المتضررة بخلاياه الصحية |
Kızım, bu Dünya'da bir yerlerde. | Open Subtitles | ابنتي في مكان ما على هذه الارض |
Onlar da, bu toprakların bir nesilden fazlasına yetmeyeceğini hatta ona bile zor yeteceğini biliyorlar. | Open Subtitles | و هم يعلمون ان هذه الارض لا تستطيع ان تطعم سوى هذا الجيل حتى ليس بالقدر الكافي |
Bir tasavvurda bulundu, bu toprakların ne olacağına dair bir tasavvur. | Open Subtitles | وهي تملك رؤية رؤية لما ستصبح عليه هذه الارض مستقبلاً |
Ailem 50 yıldır bu topraklarda çiftçilik yapıyor. | Open Subtitles | عائلتى تزرع هذه الارض منذ أكثر من 50 عاما |
Hiçbir Amerikan kanununu bilmem ama bu araziye bir servet ödedim. | Open Subtitles | لا قانون امريكي على اية حال وانا دفعت الكثير لاجل هذه الارض |
Tanrı bize bu toprağı paylaşmamız için verdi. | Open Subtitles | لقد اعطانا الله هذه الارض لنتشارك بها |
Bu arazinin sahibi Chandler ailesiymiş ama hepsi 1976'daki bir uçak kazasında ölmüş. | Open Subtitles | عائلة تشاندلر تمتلك هذه الارض و لا كنهم جميعا قتلوا في حادث تحطم طائرة في عام 1976 |
Eğer bu o değilse ancak bu topraklardan cesediniz çıkar. | Open Subtitles | اذا لم يكن هو سنقوم بطردكم من هذه الارض من اجل السلام |
dünyadaki herkes bu iğneyi vurunursa, yarısı ölecek. | Open Subtitles | لو ان كل شخص على هذه الارض اخذ الحقنه نصفهم سوف يموت |