Bu orman bile önümüzdeki birkaç yıl içinde burada olmayacak. | Open Subtitles | هذه الغابة لن تكون موجودة حتى في الأعوام القليلة القادمة. |
Bu orman büyüdükçe, güneş ışığını engelliyor. | TED | بينما تنمو هذه الغابة فهي تحجب ضوء الشمس. |
Siz, bu ormanın özgür insanları, yalnızca fakire vermek için zengini soymaya yemin edin. | Open Subtitles | بأنكم , أحرار هذه الغابة نقسم بسلب الأغنياء فقط لنعطي للفقراء |
Onun varlığı olmasa Bu ormanı canlı terk edeceğinizi mi sanıyordunuz? | Open Subtitles | هل كنت تعتقد أنك ستترك هذه الغابة حي , لو لم تحتضرها لهنا |
Bir yandan senin için de üzülüyorum çünkü biliyorum ki, bu ormandan kaçış yok. | Open Subtitles | ولكني آسف لكِ، لأني أعرف أنه ما من مفرّ من هذه الغابة |
Peki burada ne olmuştu? bu ormanda büyük bir ekonomik yıkım yaratmıştık. | TED | فماذا حدث هنا ؟ لقد صنعنا فشل اقتصادي كبير في هذه الغابة. |
Sonunda yağmur makinesine ulaştım, çünkü Bu orman artık kendi yağmurunu yaratıyor. | TED | وأخيرا حولتها إلى آلة مطر لأن هذه الغابة تصنع مطرها بنفسها. |
Bu orman zemininde her şey göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | لكن ليس كل ما على أرضية هذه الغابة كما يبدو. |
Bu orman çoğu yırtıcının evidir ve küçük olmak savunmasız olmak demektir. | Open Subtitles | هذه الغابة هي موطن العديد من الحيوانات المفترسة، و كونه صغير الحجم يجعله معرَّضاً للهجوم |
Bu orman bir adam için, bir araştırma için yaratıldı. | Open Subtitles | .. هذه الغابة أُعدت بواسطة شخص للبحث العلمي |
Bunu götürüyoruz. bu ormanın içine bir adım bile atmayacağım. | Open Subtitles | سنأخذ هذه، لن أقدم خطوة واحدة إلى هذه الغابة |
Bunu götürüyoruz. bu ormanın içine bir adım bile atmayacağım. | Open Subtitles | سنأخذ هذه، لن أقدم خطوة واحدة إلى هذه الغابة |
Yarışçılar, bu ormanın ortasındaki gayet dengesiz görünümlü, külüstür köprüye doğru ilerliyorlar. | Open Subtitles | مسابقونا يسيرون بشكل باسل للأمام خلال هذه الغابة الكثيفة عبر طريقهم إلى هذا الجسر المتهالك والغير مستقر |
Düşmanımız için tehlikeli fakat biz Bu ormanı iyi biliyoruz. | Open Subtitles | رغم أنها محفوفة بالمخاطر على خصومنا، إلا أننا نعرف هذه الغابة جيدا بكل تأكيد |
Bu ormanı terkedebiliyor musun, bir görelim. | Open Subtitles | دعنا نرى ما إذا كان يمكنك . الرحيل من هذه الغابة |
Bu ormanı daha önce hiç görmedim. Ki çoğu ormanı bilirim. | Open Subtitles | لم أرى هذه الغابة من قبل, و لكنّني رأيتُ الكثير. |
Bir yandan senin için de üzülüyorum çünkü biliyorum ki, bu ormandan kaçış yok. | Open Subtitles | ولكني آسف لكِ، لأني أعرف أنه ما من مفرّ من هذه الغابة |
Buraya bahçe çitiyle dönmezseniz... ..bu ormandan sağ salim geçemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم يجب أَن تعودوا هنا مع شربرى وإلا لن تعبروا هذه الغابة أحياء |
Bakın, ona yardım getirmeliyiz ve bu ormandan çıkmalıyız. | Open Subtitles | أنظروا، يجب أن نحضر له المساعدة وعلينا الخروج من هذه الغابة |
O burada, bu ormanda. O olmadan gitmiyorum. Yardımın için teşekkürler. | Open Subtitles | إنها هنا فى هذه الغابة, ولن أرحل بدونها أشكرك على مساعدتك. |
O burada, bu ormanda. O olmadan gitmiyorum. Yardımın için teşekkürler. | Open Subtitles | إنها هنا فى هذه الغابة, ولن أرحل بدونها أشكرك على مساعدتك. |
Kuluçkaya yatan Bu ormana timsahlar salınmış, ve reaktör suyuyla ısınırak, öyle bir serpiliyorlar ki! | Open Subtitles | لقد أدخلت التماسيح إلى حضن هذه الغابة و سخنت بواسطة المياه لتبريد المفاعل هل نجحوا في ذلك؟ |
Anne ve babanızın sizi Ormanın bu bölgesinden uzak durmanız için anlattıklarından bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن ما أخبروك والديك عن ما حدث في هذه الغابة |
FBI yorum yapmıyor ancak bu havadan görüntülere göre ağır silahlı adamlar Bu ormanlık alanda ilerliyorlar. | Open Subtitles | ما زالت المباحث تمتنع عن التعليق ولكن بحسب هذه اللقطات الجوية ترون رجالاً مدججين بالسلاح يشقون طريقهم في هذه الغابة |
- Bu ormanları iyi tanımalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون حذراً من هذه الغابة. |