bu şişeyi al, içiver hemen... yatağa girdiğinde bu damıtılmış şurubu. | Open Subtitles | خذي هذه القارورة ثم نامي علي السرير وهذا مشروب التقطير الكحولي |
Ölüm bu şişeyi vaftiz oğlu için getirmişti, onu başarılı bir doktor yapacağının sözünü veriyordu. | TED | جلب الموت هذه القارورة من أجل ابنه بالمعمودية، واعدًا إياه بجعله طبيبًا ناجحًا. |
Bir çeyrek mil yarıçapı içinde bu şişeye maruz kalan herkes önümüzdeki altı saat içinde ölmüş olacak. | Open Subtitles | أيّ شخص ضمن قطر نصف ميل من هذه القارورة سيفارق الحياة خلال الساعات الأربع أو الست المقبلة |
Hatta, sen ve ben birbirimize güveniyoruz, ben de bu şişeye işiyorum çünkü yapmam lazım, ama aynı zamanda birbirimize güvendiğimizi göstermek ve birbirimize zarar vermek adına hiçbir şey yapmayacağımız için. | Open Subtitles | في الواقع, أنا وأنت نثق في بعضنا البعض وأنا أتبول في هذه القارورة لأن عليّ التبول لكن أيضًا لأريك أننا نثق ببعضنا البعض |
İnsanoğlunun elindeki en karmaşık tekniklerle Bu şişenin içeriğini araştırdım. | Open Subtitles | حلّلتُ محتويات هذه القارورة بأكثر التقنيّات المتطوّرة المتوفّرة لدى البشر. |
Tek yapması gereken koşmak Hız Güç'ü Bu şişenin içine aktarılacaktır. | Open Subtitles | كل ماعليه فعله الان هو الجري وقوة السرعة خاصته سوف تنتقل الى هذه القارورة |
Şu şişeye bakabilir miyim, Bender? | Open Subtitles | دعني أرى هذه القارورة يا بيندر |
bu şişeyi bitirmeme yardım edersen, sana Edie'yle aramda neler olduğunu anlatacağım. | Open Subtitles | إذا تساعديني في إنها هذه القارورة سوف أخبركِ بماحدث |
Biri, bu şişeyi açmış ve deponun altına atmış. | Open Subtitles | قام أحدهم بفتح هذه القارورة وتركها تحت الطاولة |
Okulun arkasında çöp bidonuna daldım ...bişey değil ve bu şişeyi buldum. | Open Subtitles | قمت بالغوص في القمامة خلف المدرسة أنت مرحب بك وأنا، اه، وجدت هذه القارورة. |
Şimdi işim bittiğine göre Seattle'ın atık sahasında fazla yüke engel olmak için bu şişeyi geri dönüşüm kutusuna atacağım. | Open Subtitles | الآن حيث انتهيت، سوف أضع هذه القارورة في سلة إعادة التدوير وذلك لتجنب الضغط الزائد على مدافن نفايات "سياتل". |
bu şişeyi laboratuvara götürüp içinde ne varmış bakayım. | Open Subtitles | "سأرى ما سيبيّنه المختبر عن محتوى هذه القارورة" |
bu şişeyi al, yatağa girince. | Open Subtitles | خذى هذه القارورة معك فى فراشك |
Bu şişenin üzerindeki her şey soğuk savaş dönemiyle ilişkili. | Open Subtitles | كل شيء على هذه القارورة تم استبداله |
Bu şişenin içinde. | Open Subtitles | -إنّه داخل هذه القارورة |
Şu şişeye bak. Garip bir şey görüyor musun? | Open Subtitles | انظر إلى هذه القارورة أترى بها غرابة؟ |