Babam öldü, ben de savaştan kaçmak için Batı'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أبي قد مات ، و قد هربت إلى الغرب هرباً من الحرب |
Ya da yağmurdan kaçmak için girdiği müzede bir öğleden sonra tanıştığı... Belki de zaten şehirden tanıdığı biriydi. | Open Subtitles | أو شخص إلتقت به بعد ظهر في متحف عندما دخلت هرباً من العاصفة المطريّة. |
Keşke aklım olsaydı borçlarımdan kaçmak için daha o zaman oralara kaçsaydık. | Open Subtitles | لو كنت حكيماً، لانتقلنا إلى هناك هرباً من ديوني |
Buraya kaçmak için geldim ama geçmişim beni yakalayıp duruyor. | Open Subtitles | أتيت هنا هرباً من الماضي و لكنه يصر على اللحاق بي |
Bak, siz Amerika'lılar ailenizden kaçmak için buralara geliyorsunuz. | Open Subtitles | أسمعوا، أيها الأمريكان تأتون إلى هنا هرباً من عائلاتكم |
- Birinden kaçmak için atlamış olabilir. | Open Subtitles | أفترض أنه لربما تم دفعها ربما قفزت هرباً من أحدهم |
Ailesinin ölümünün şöhretinden kaçmak için ismini değiştirmiştir. | Open Subtitles | هرباً من السُمعةِ السيئة بسببِ حالةِ وفاةِ والديه. |
Öyle değil mi? Günlük koşuşturmadan kaçmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | هرباً من الروتين اليومي |
Buraya tüm bunlardan kaçmak için geldim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا هرباً من الأمر |
Bu kaçmak değil. Gerçekçi davranıyorum. | Open Subtitles | هذا ليس هرباً أنا واقعية |
Şehirden kaçmak için geldim. | Open Subtitles | بل أتيتُ هرباً من المدينة. |
Kraliçenin şeytanlıklarından kaçmak için mi? | Open Subtitles | هرباً مِن (مالفيسانت)؟ -لا |
Artık kaçmak yok. | Open Subtitles | كفانا هرباً |