Çünkü esrarlı dünyasının kapıları açıldığında, dağılabilecek kırılgan bir hayatım var. | Open Subtitles | فعالمي بقدر حرمانيته كان هشاً لكن بدون ألغازه لا يمكنه البقاء |
Geçmişle gelecek arasındaki bağlantı kırılgan. | TED | ان الرابط بين الماضي والحاضر اصبح هشاً جداً |
Ağacı çok erken kesersen güçsüz, çok geç kesersen kırılgan olur. | Open Subtitles | ومن ثم تقطع الشجره مبكرا فيفتقر القوس إلى القوّة ولو تأخرت لأصبح هشاً |
Çok bir şey değil, ama vibranyum gemilerin belli kısımları kırılgan hale dönüşmüşler. | Open Subtitles | ليس بالكثير، لكن أجزاء من هيكل الفابرينيوم أصبح هشاً. |
Düşünüyordum da, belki tam bu sağlık durumlarından dolayı biraz kırılgan olabilir. | Open Subtitles | أفكّر أنّه قد يكون هشاً بسبب مشاكله الصحيّة وكلّ ذلك. |
Öyle demedim. Ama kırılgan biriydi. | Open Subtitles | ،أنا لم أقل ذلك، آنستي .ولكنه كان هشاً |
Bunu bu kadar kolay kırılgan ne yapmış olabilir? | Open Subtitles | ما الذي جعل منه هشاً هكذا ؟ |
Dikkatli ol, o hala çok kırılgan. | Open Subtitles | كن حذراً، لا يزال هشاً للغاية |
Ben onun gibi kırılgan değilim. | Open Subtitles | أنا لست هشاً مثلها |
Çok kırılgan, ama bizim düşmemiz kaçınılmazdı. | Open Subtitles | "كان هشاً, ووقعنا في النهاية" |
Milyarlarca yıldır bu eşsiz kürede, şans ince bir katmandan oluşan bir hayatın resmini çizdi: karmaşık, olanaksız, büyüleyici ve kırılgan. Birdenbire, biz insanlar, sonradan gelen türler olarak, doğada var olan düzene ve dengeye ait olmayarak, nüfusumuzu arttırdık, teknoloji ve zekamızı geliştirdik. Doğanın kullandığı fırça şu anda elimizde | TED | و خلال بلايين السنين التي مرت على كوكبنا، رسسمت الظروف عليه غطاء رقيقاً من الحياة: معقداً و غير متوقع و خلاباً و هشاً. و على نحو فجائي، أخذنا نحن البشر، ونحن واحد من الأنواع التي ظهرت حديثاُ، و التي لم تعد خاضعة للضبط و للتوازن المتأصل في الطبيعة، ننمو سكانيا و تكنولوجياً و ذكائياً و وصلنا إلى وضع مرعب من القوة. و نحن نمسك الآن فرشاة الرسم، |
kırılgan bir şeydi. | Open Subtitles | كان هشاً! |