"هم فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • Onlar sadece
        
    • Sadece onlar
        
    • öylece
        
    • yalnızca
        
    • - Sadece
        
    Onlar sadece paten kaymak, bira içmek mümkün olduğunca yapmak isterler. Open Subtitles هم فقط يريدون أن يشربوا البيره و يعملون أقل شيء ممكن
    Onlar sadece hikayelerini yaratan anları bilirler, hatta kitap kapandığında bile... TED هم فقط يعرفون اللحظات التي تشكل قصتهم حتى عندما يكون الكتاب مغلق وكذلك شخصيات الكتاب
    Onlar sadece küskün kaybedenler, ese. Open Subtitles إنهم لا يدفعون ما عليهم هم فقط خاسرون منزعجون
    Tahmin ettiğim şeyin gerçekleştiğini söyleyebilirim ama Sadece onlar biliyor. Open Subtitles يمكننيأنأخبركبما أظنهحدث, ما أفترض أنه حدث لكنهم هم فقط من يعرفون ما حدث
    Bu yüzden Sadece onlar güçlendi. Open Subtitles لذلك هم فقط كان بامكانهم أن يصبحوا أقوياء
    Bütün gün öylece oturup birbirlerini beceriyorlar. Open Subtitles هم فقط يَجْلسونَ طِوال النهار ويُمارسُوا الجنس مع بعضهم البعض.
    yalnızca yazarın sözlerine inandılar, aynı Belle'le yaptıkları gibi. TED هم فقط اعتمدوا على كلام الكاتب تماماً مثل قصة بيل
    - Kimse çocuklarla konuşmaz ki. - Sadece onlara bir şeyler söylerler. Open Subtitles لا أحد يتكلم مع الأطفال - لا، هم فقط يخبرونهم -
    Onlar sadece fikrin işe yaradığını görmek isterler. Open Subtitles هم فقط يريدون ان يروا اذا كان الأمر سينفع
    Onlar sadece cadılar için tarama olan bu sondalar, millet, endişe etmeyin. Open Subtitles لا تقلقوا بشأن هذه المحققات هم فقط يفتشون عن ساحرات
    Demek istedigim, Onlar sadece... Hayır, sadece tankların yolunda yatıyorlar. Open Subtitles أَعْني، هم فقطهم فقط — لا، هم فقط يَكْذبونَ في طريقِ الدباباتِ.
    Onlar sadece yerlerini bulmaya çalışıyorlar. Open Subtitles هم فقط يحاولون ان يفهموا الى اين هم ذاهبون
    Makalelerde aile süsü verilen bu insanlar yazıyor ama aslında Onlar sadece çocuklar ulaşmaya çalışan ucubeler. Open Subtitles المقال يتحدث عن هؤلاء الذين يتظاهرون بكونهم عائلات لكن فى الحقيقة, هم فقط غريبى اطوار يبحثون عن الوصول للاطفال
    Şimdi şimdi, Phoebe, hatırla Onlar sadece gerçekleştiriyorlar, yılbaşı... Open Subtitles "فيبى" ، تذكرى هم فقط ينجزون عيد الميلاد
    Oh anne, Onlar sadece bovlinge gidiyorlar. Open Subtitles أوه، أمّ، هم فقط... هم يَذْهبونَ بولنجَ.
    Onlar sadece büyücülerle dolu bir dünyanın, ailenin, arkadaşların hatırlatıcısı. Open Subtitles هم فقط a رسالة تذكير a حقيقة لمدة طويلة منذ مفقودِ، a عالم مَلأَ مَع السحرةِ، أصدقاءِ، مِنْ العائلةِ.
    Onlar sadece erkek kardeşlerine tezahurat yapan kız kardeşler Open Subtitles هم فقط الأخوات الذين فقدوا أخواتهم
    Yani, Onlar sadece emirleri uyguluyorlar, doğru mu? Open Subtitles إذن هم فقط يتبعون الأوامر ؟ صحيح ؟
    Konuştuğun insanların adını ver, Sadece onlar ölsün. Open Subtitles أعطني أسماء الأشخاص الذين تحدثتَ أليهم، و هم فقط من سوف يموت
    Hanımefendi, bunlar yarışmanın kazananları. Sadece onlar fotoğraf çektiriyorlar. Open Subtitles سيدتي هؤلاء الرابحين بالمسابقة هم فقط من يحصلون على الصورة
    Hanımefendi, bunlar yarışmanın kazananları. Sadece onlar fotoğraf çektiriyorlar. Open Subtitles سيدتي هؤلاء الرابحين بالمسابقة هم فقط من يحصلون على الصورة
    Neden diziyi öylece bırakmadılar ki? Open Subtitles الذي لا يَستطيعُ هم فقط إتركْ معارض بدون تدخّل؟
    Örneğin, çoğu sinema sahibi, sinemaya hala yalnızca duyma zorluğu çeken insanların gittiğini düşünürler. TED على سبيل المثال، العديد من أصحاب دور السينما يظنون أن ثقيلي السمع هم فقط من يزالون يترددون إلى السينما.
    - Sadece seni sinirlendirmeye çalışıyorlar. Open Subtitles هم فقط يحاولون أن يجعلوكِ متوترة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus