| Hikayenin herhangi bir bölümünü doğrulayacak biri var mı? | Open Subtitles | هل هناك أحداً من يستطيع تأكيد أي جزء من قصتك |
| Duyduğum şeyi sen de duyabiliyor musun? Evimizde biri var. | Open Subtitles | هل تسمعين ما أسمعه هناك أحداً في المنزل؟ |
| Ses çıkarma. Şu söğütlerin içinde biri var. | Open Subtitles | لا تتحركي ، هناك أحداً ما بين الصفصاف |
| Şimdi dışarıda başka biri var. | Open Subtitles | ترى, هناك أحداً آخراً بالخارج الآن |
| Boğuşma izi yok, evde kimse yok. | Open Subtitles | لا دليل على عراك لم يكن هناك أحداً |
| - Orası Stantonların yeri. Orayı biliyorum. - Sanırım evin dışında biri var. | Open Subtitles | إنه منزل (ستانتون) ، أعرفه - أعتقد أن هناك أحداً خارج المنزل - |
| Şu anda hayatında biri var mı? | Open Subtitles | هذا هل هناك أحداً فى حياتك الآن ؟ |
| - Üzerimizde biri var. - İşte. | Open Subtitles | هناك أحداً أعلانا - لنرحل عن هذا المكان - |
| Shane'le biraz yürüyüp, neler olduğunu bilen biri var mı diye bakacağız. | Open Subtitles | سأذهب أنا و(شين) للأمام قليلاً، لنرى إن كان هناك أحداً يدري بما يحدث |
| Yukarıda biri var. | Open Subtitles | هناك أحداً ما بالأعلى |
| - Efendim sizinle görüşmek isteyen biri var. | Open Subtitles | . هناك أحداً ينتظرك |
| Galiba yakınlarda biri var. | Open Subtitles | أظن أن هناك أحداً قريباً. |
| Mercedes orada biri var. | Open Subtitles | ميرسي" , هناك أحداً ما" |
| Etrafta kimse yok sanıyordum. Çok utandım. | Open Subtitles | لم أعرف أن هناك أحداً مستيقظاً |
| Bekleme odasında kimse yok. | Open Subtitles | ليس هناك أحداً في غرفة الانتظار |