Fakat sevdiğim tek bir kadın var, o da sensin. | Open Subtitles | ولكن هناك امرأة واحدة فقط التي أحبها، وهذه هي أنتِ ولا.. |
Ama bana özellikle görünmeye devameden bir kadın var. | Open Subtitles | لكن هناك امرأة واحدة أراها باستمرار |
Biliyorsun ki hayatımda sadece bir kadın var. | Open Subtitles | تعلم أن هناك امرأة واحدة فقط في حياتي |
Tamam. Bu kadar kısa boylu sadece bir kadın var. | Open Subtitles | حسناً، هناك امرأة واحدة فقط صغيرة |
Fakat farkettik ki, kültürel faktörlerle mücadele ediyoruz. Bu bir Klimt tablosu. Bu tabloyu seviyorum, çünkü ne kadar bakarsanız, bahsettiğimiz durumu o kadar iyi anlıyorsunuz. Açıkça ölümün yaşamdan farkını ortaya koyuyor ve korku --- Aslında bakarsanız burada bir kadın var gözleri açık olan. | TED | لكننا أدركنا، بالتأكيد، أننا نتعامل مع مشاكل حضارية، وهذه، أحب لوحة كليمت هذه لأنه كلما نظرت لها أكثر، كلما فهمت المشكلة ككل التي تحدث هنا، وهي بوضوح انفصال الموت عن الحياة، والخوف ــــ مثل، لو نظرتم فعلاً هناك امرأة واحدة هناك عيناها مفتوحة. |
Candaceciğim, teklifin için çok teşekkür ederim ama şu an görmek için sabırsızlandığım tek bir kadın var. | Open Subtitles | إنني أقدر عرضك هذا يا (كانداس) ولكن هناك امرأة واحدة فقط هي من أهتم لرؤيتها في الوقت الحالي |
Michelle Fader diye bir kadın var. | Open Subtitles | " هناك امرأة واحدة, " ميشيل فيدر |
- Benim ilgilendiğim tek bir kadın var. | Open Subtitles | هناك امرأة واحدة أنا معجب بها |
Sadece bir kadın var. | Open Subtitles | ... هناك امرأة واحدة فقط |