"هناك حقيبة" - Traduction Arabe en Turc

    • çantası var
        
    • çanta var
        
    • çantası vardı
        
    • heybe
        
    • valiz vardı
        
    • çanta vardı
        
    Kate, torpidoda ilk yardım çantası var. Gazlı bezleri ve bandajları çıkar. Open Subtitles كايت هناك حقيبة إسعاف في صندوق القفازات احضري كل الشاش ، اللفافات
    Dikenli tellere takılmış bir sağlık çantası var, on metre var yada yok. Open Subtitles هناك حقيبة من المستلزمات الطبية عند السلك الشائك على بعد حوالي 10 ياردات
    Halkalı bir çanta var. Open Subtitles هناك حقيبة مَع دائرة , قماش منقّط.
    Sağdaki sandalyede bir çanta var. Open Subtitles هناك حقيبة على الكرسي الذي على يميني
    Adımı vermemeyi tercih ederim ama evdeyken yeşil bir spor çantası vardı. Open Subtitles لا أفضل قول إسمي، ولكني كنتُ في المنزل وكان هناك حقيبة خضراء
    Samanların arasında bir heybe olacak. Parayı oraya koyup uzaklaş. Open Subtitles ستكون هناك حقيبة عند وعاء القش، ضعوا المال فيها وارحلوا.
    Hey, Penny, burada bir valiz vardı. Gördün mü onu? Open Subtitles بيني, كان هناك حقيبة على السرير هل رأيتها؟
    Yatağın onun yattığı tarafında her çeşit nesnenin bulunduğu bir çanta vardı. Open Subtitles على جانبه من السرير هناك حقيبة بها كل أنواع الأدوات
    Daireden kanıt olarak aldığım bir doktor çantası var. Open Subtitles كان هناك حقيبة الطبيب أخذت كدليل من الشقّة.
    Arka koltuğumda bir sırt çantası var. Open Subtitles في صندوق سيارتي هناك حقيبة ظهرية
    Masada ilk yardım çantası var. Open Subtitles هناك حقيبة إسعافات أولية في المكتب
    Şurada bir evrak çantası var. İçine bir bak. Open Subtitles يوجد هناك حقيبة انظر بداخلها
    Yatak odamda bir el çantası var. Open Subtitles هناك حقيبة في غرفة نومي
    Güvenliğin taşıdığı çelik bir çanta var. Open Subtitles هناك حقيبة فولاذية مربوطة برجل الأمن
    Orada içinde 150 bin dolar olan bir çanta var. Open Subtitles هناك حقيبة بالداخل بها 150 ألف دولاراً.
    Burada kanlı bir çanta var. Open Subtitles هناك حقيبة يدوية عليها دماء هناك
    Ve bir çanta var. Open Subtitles وكان هناك حقيبة للكتب
    Tuvalette yanında küçük bir plaj çantası vardı. Open Subtitles كان هناك حقيبة بحر صغيرة بجانبها في المرحاض
    Sanırım ilk yardım çantası vardı şurada. Open Subtitles أظن أن هناك حقيبة إسعافات أولية هنا
    Samanların arasında bir heybe olacak. Parayı oraya koyup uzaklaş. Open Subtitles ستكون هناك حقيبة عند وعاء القش، ضعوا المال فيها وارحلوا.
    Hey, Penny, burada bir valiz vardı. Gördün mü onu? Hayır. Open Subtitles بيني, كان هناك حقيبة على السرير هل رأيتها؟
    30 yıl öncesine ait yüzlüklerle dolu bir çanta vardı. Open Subtitles كانت هناك حقيبة من أوراق الـ 100 دولار جديدة من 30 سنة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus