"هناك سلاح" - Traduction Arabe en Turc

    • silah var
        
    • bir silah
        
    • silah vardı
        
    Böyle bir şey atabilecek bildiğim tek silah var, DX-4. Open Subtitles هناك سلاح واحد أعرفه يستطيع إطلاق شيء كهذا
    Aslında bu adamların yakanızdan düşmesini sağlayacak gizli bir silah var. Open Subtitles حَسناً، هناك سلاح سري الذي حقاً قَدْ يُساعدُ للحُصُول على هؤلاء الناسِ مِنْ ظهرِكَ.
    İşimi şansa bırakmam. Evimdeki her odada silah var. Open Subtitles لم اعُد اُجازف هناك سلاح في كل غرفة في منزلي
    Soyguna karşı tezgah altında bir silah ister miydiniz? Open Subtitles كيف ستشعر لو علمت أن هناك سلاح خلف الصندوق في حال حصلت سرقة ؟
    Bu yuvaların her birinde silah vardı değil mi? Open Subtitles كان هناك سلاح في كلّ واحدة من هذه الفتحات، صحيح؟
    Çoktan ölmüş olanı yok edebilecek tek bir silah var. Open Subtitles هناك سلاح واحد فقط يمكنه قتل الأشياء الميتة
    Bir hedef olacaksın, ama burada bir silah var ve çok az bir insanın haberi var. Open Subtitles وسوف تصبح هدفا، ولكن هناك سلاح هنا أن قلة قليلة من الناس معرفة.
    Holi'de oynayabileceğiz bir tek silah var ve bu herkesin hakkı, değil mi? Open Subtitles هناك سلاح واحد فقط للعب الهولـي وكلنا نملكـه ..
    Bu fıçıların birinin içinde gizli bir silah var. Open Subtitles هناك سلاح سري في واحد من هذه البراميل
    Bu fıçılardan birinde gizli bir silah var! Open Subtitles هناك سلاح سري في واحد من هذه البراميل
    Ama bir tane silah var. O da kadının tuttuğu tabanca. Open Subtitles ولكن هناك سلاح وحيد مسدس "البيستو" الذي كانت تحمله
    Lavaboya gidersen tuvaletin arkasında silah var. Open Subtitles إذا كنتِ, ستذهبين للحمام هناك سلاح خلف المرحاض *يقصد فيلم العراب*
    silah var Michaela, tam orada. Open Subtitles هناك سلاح ميكيلا ,انه هناك بالضبط
    silah var. Open Subtitles هناك سلاح موجه عليك.
    Arabanda niye silah var? Open Subtitles لماذا هناك سلاح في سيارتك ؟
    -Lisa, silah var. Polisi ara. -Buraya gel. Open Subtitles "ليزا " هناك سلاح أتصلي بالشرطة
    Lavabonun altında bir silah var. Open Subtitles هناك سلاح مخبأ تحت حوض المياه
    Ceketimde silah var. Open Subtitles هناك سلاح بسترتي
    Nasıl giyindiğimi bile. Uyandığımda, karşımda bir silah... ve bir kamera gördüm. Open Subtitles عندما إستيقظت كان هناك سلاح وكاميرا تصوير في وجهي
    Kafası güzel bir motorcu kulağına bir silah dayayıp polissin derse ne gerekiyorsa yaparsın. Open Subtitles إسمع , هناك سلاح مصوب على أذنك وأحد الدراجين الهائجين يقول بأنك شرطي وتفعل ما عليك فعله
    Yaptım bir silah vardı. Open Subtitles هناك سلاح واحد يمكنه ان يفعل شيئاً كهذا
    Bu pakette bir silah vardı Micah. Open Subtitles كان هناك سلاح في الرزمة . مايكا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus