Belki görüntülerde bir şey çıkar. | Open Subtitles | لذا قاموا بقتل الاشارة قبل أن نعثر عليهم تماماً ربما هناك شيءٌ في أشرطة المراقبة |
Özür dilerim, Boğazıma bir şey kaçtı. | Open Subtitles | أنا آسفة, لقد كان هناك شيءٌ في حنجرتي |
Yerel haberlerde bir şey varmış. | Open Subtitles | كان هناك شيءٌ في الأخبار المحلية |
Gece, dışarıda bir şey vardı sanki. | Open Subtitles | بالأمس... كان هناك شيءٌ في الخارج. |
Odamda Laurie'ye gösterecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيءٌ في غرفتي لـ أريه لـ (لوري). |
- Gözüme bir şey kaçmıştı. | Open Subtitles | كان هناك شيءٌ في عيني |
Ama bilinç altımda bir şey var ki... | Open Subtitles | ولكن هناك شيءٌ في أعماقي و... |
- Aklına bir şey mi geldi Reg? | Open Subtitles | هناك شيءٌ في بالك، (ريج)؟ |