çok fazla baskı var. Kimseyle konuşamıyorum. Çok rekabetçi bir ortam. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير لايمكنني التحدث لأحد, لأنهم أعلى مني في المستوى |
İlk başta bir şaka sandım, ama çok fazla baskı var. | Open Subtitles | كنت أظنها مزحة، لكن هناك ضغط كبير |
MICHAEL: Üzerimde şu an çok fazla baskı var. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير عليَّ الآن |
Hindistanlı birisiyle evlenmem yönünde ailemden büyük baskı görüyorum. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير من والديّ لكي أستقرّ وأتزوج شاباً هندياً |
Bu yarışta Spitz in üzerinde büyük baskı var... ama Matthes takıma girdi... | Open Subtitles | "هناك ضغط كبير على (بيتز) في هذا السباق" "ولكن (ماتيس).." |
çok fazla baskı var. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير |