Okulumuzda kalp hastası bir öğrenci var. | Open Subtitles | هناك طالبة في مدرستنا مصابة بمرض القلب |
Princeton'da tecavüze uğramış ama polisin bir şey yapması için yeterince delilleri olmayan öğrenciler için site açmış bir öğrenci var. | Open Subtitles | هناك طالبة في "برينستون" أسست موقعًا للطلاب الذين تعرضوا للاغتصاب، لكن لا يملكون الأدلة الكافية لجعل الشرطة تتحرك. |
Okulda, Filipinli, adı Sunshine olan yeni bir öğrenci var ve benden daha kısa. | Open Subtitles | هناك طالبة جديد في هذه المدرسة اسمها (صن شاين) وهي فلبينية وأقصر مني |
Birkaç önce ofisime bir öğrenci geldi. | TED | كان هناك طالبة فى مكتبي قبل بضعة أسابيع. |
Aynı çantaya sahip olan tek bir öğrenci tanıyorum. | Open Subtitles | هناك طالبة واحدة اخرى أعرفها تجمل نفس الحقيبة. |
Okuldan ayrılan sadece bir öğrenci hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر بأن هناك طالبة واحدة تركت المدرسة |