Ailelerin birbirine yardım etmesinde utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك عار في مساعدة أفراد العائلة لبعضهم |
Bıçak satmakta utanılacak bir şey yok, alıklar. | Open Subtitles | ليس هناك عار في بيع السكاكين، أيها الأغبياء |
Bir cerrah için kabul etmesi zor olabilir ama insan olmakta utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | قد يكون من الصعب على الجرّاح أن يعترف... لكن ليس هناك عار في أن تكون إنسانًا ببساطة. |
Bunda utanılacak bir şey yok tatlım. | Open Subtitles | ليس هناك عار في هذا حبيبتي |
Ölümde utanılacak bir şey yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك عار في الموت |
- İtiraf etmekte utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك عار في الإعتراف |
Mağlubiyet utanılacak bir şey değil. | Open Subtitles | ليس هناك عار في الهزيمة |
utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك عار في هذا. |