Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu. | TED | دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع. |
Dur, dur, dur. bir kız vardı. bir kız vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتاة , كان هناك فتاة أستقالت قبل شهر |
Belki de küçük bir kız bile yoktu. Hikayenin özü küçük kız değil. | Open Subtitles | محتمل انه لم يكن هناك فتاة اصلا المقصود من القصة ليس الفتاة الصغيرة |
Kardeşinin bebeğini taşıyan genç bir kız var ve yardımına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة تحمل رضيع أخيك و يمكنها بالتأكيد الإستفادة من مساعدتك |
Cici babacığını bilemem, ama şurada seni kesen ateşli, zengin bir kız var. | Open Subtitles | لا أعرف عن الأب الغالي , لكن هناك فتاة ثريّة جذّابة تنظر إليك |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Bir zamanlar küçük bir kız ormanda uzun bir yürüyüşe çıkmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك فتاة صغيرة ذهبت تتمشى طويلا في الغابة |
Kızgın ve tehlikeli hayaletlerlee aynı evde olan bir kız var... | Open Subtitles | اسمعِ، هناك فتاة صغيرة محبوسة بذلك المنزل مع أشباح غاضبة وخطرة |
Kimseye söyleme ama odanda kanlı canlı bir kız var. | Open Subtitles | لا تخبر أحداً بأن هناك فتاة حية متجسّدة في غرفتك |
Dürüst olmam gerekirse, çıkmak istediğim tek bir kız var. | Open Subtitles | لأكون صريحا معك هناك فتاة واحدة فقط ارغب في مواعدتها |
Şu an ameliyathanede beni bekleyen küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في غرفة العمليات والتي لن تعيش بدوني. |
Dışarıda tüm ailesinini kaybetmek üzere olan küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في الخارج والتي على وشك فقدان عائلتها كُلها |
Dışarıda sinir kriz geçiren biri var, ruh hekimine muayene olmalı. | Open Subtitles | إن هناك فتاة مهتاجة جداً ويجب أن ننقلها لقسم الطب النفسي |
Bir zamanlar, gerçek bir gazeteci olmanın hayalini kuran küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | في وقت من الأوقات كان هناك فتاة صغيرة حلمت بأن تصبح صحفية حقيقية |
Bana onun içinde masum bir kızın sıkışıp kaldığını mı söylemek istiyorsun? | Open Subtitles | أتحاول أن تقول أن هناك فتاة بريئة محبوسة في الداخل بمكان ما؟ |
Burada 2 Çin'li ile birlikte bir alman kızı varmış. | Open Subtitles | هناك فتاة ألمانية هنا مع إثنان مِنْ أصدقائِها الصينيينِ |
Yeni bir hatun varmış. Çok iyiymiş. Geze geze gideriz. | Open Subtitles | هناك فتاة جديدة ، يقال بأنها لطيفة جداً سنذهب في نزنة إلى شمال المدينة |
Üst katta bir kız var, üçüncü katta da bir kadın. Uyuyorlar. | Open Subtitles | هناك فتاة في الدور العلوي وسيدة في الدور الثالث, هما نائمتان |