"هناك فتاه" - Traduction Arabe en Turc

    • kız var
        
    • Bir kız
        
    • kız vardı
        
    • kızın biri
        
    Ve 14 yıl önce Afganistan'da tanıştığım ve kendi çocuğum olarak evlat edindiğim kız var çünkü annesi bir devrimciydi ve öldürülmüştü. TED و هناك فتاه قابلتها فى أفغانستان منذ 14 عاماً مضت التى تبنيتها كإبنه لي لأن أمها قد قُتلت حيث كانت والدتها ثوريه
    Nehre doğru gitti. Teknede bir de kız var. Open Subtitles لقد شق طريقه نحو النهر هناك فتاه على المركب
    -Hayatını seninle geçirecek bir kız var mıdır? Open Subtitles فينتش، ألم تعتقد بأن هناك فتاه واحدة التي ستقدّر بقاء كامل حياتك معها؟
    Bir zamanlar, korkunç bir mağarada yalnız başına yaşayan Bir kız vardı evinden çok uzaktaydı ve bu onu çok üzüyordu. Open Subtitles فى زمن من الأزمان , كان هناك فتاه عاشت بمفردها فى كهف مرعب بعيداً عن منزلها من ما جعل قلبها يؤلمها
    Finch, ömürboyu, kaderini beraber çizebileceğin sadece Bir kız olabileceğini düşünmüyor musun? Open Subtitles فينتش،ألم تعتقد بأن هناك فتاه واحدة التي ستقدّر بقاء كامل حياتك معها؟
    Obezler toplantısında kızın biri gelip benimle flört etti. Open Subtitles هناك فتاه أتت خلال إجتما المفرطين بالأكل وتغزلت بي
    Dean'ın hoşlandığı bir kız var, ama cinsel ilişki için daha çok erken. Open Subtitles هناك فتاه دين معجب بها لكن المداعبة هذا شيئ بعيد
    Rob, o yalnız değil. Yanında bir kız var. Onu gördüm. Open Subtitles روب هو ليس بمفرده هناك فتاه معه أنا رأيتها
    Bütün o erkek cesaretinin altında dolapta sıkışmış dışarı çıkmaya çalışan küçük bir kız var. Open Subtitles تحت هذا الشكل الذكري هناك فتاه خائفة تضرب على الباب لتخرج
    Bunun için minnettar kalacak olan tek bacaklı bir kız var dışarıda. Open Subtitles هناك فتاه بساق واحده بالخارج ستكون مشكوره كثيراً لهذه
    Orada biri... Suda bir kız var. Open Subtitles هناك فتاه بالأسفل يجب أن تساعدها.
    Julia Butterfly Hill adında bir kız var, tam bir yıl boyunca bir ağaçta yaşadı cünkü vahşi meşe ağaçlarını korumak istiyordu. TED و هناك فتاه تسمى (جوليا بترفلاي هيل) عاشت عاماً كاملاً على شجرة لأنها أرادت أن تحمى السنديان البرية
    Sınıfımda Emily adında bir kız var. Open Subtitles هناك فتاه فى فصلي تسمي ايملي
    Evde ölü Bir kız olabilir. Open Subtitles نعم ، هناك فتاه ربما تكون ميتة في المنزل
    Sonra aniden yolun karşısında, şemsiyenin altında Bir kız gördüm. Open Subtitles وعلى غرة رفعت عيناى... وكانت هناك فتاه بالشارع تحتمى بمظلتها
    Ama az önce başka bir güzel kız vardı, benden beklememi istedi. Open Subtitles لكن هناك فتاه جميلة آخرى هنا وطلبت منى الأنتظار
    İki saat önce kızın biri benden mal aldı. Open Subtitles هناك فتاه مقربه منى مرت من هنا منذ ساعتين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus