Tavuk gibi dur Sadece orada. Bana erkek getirmişsin, ne kadar düşüncelisin. | Open Subtitles | واقفةٌ هناك فحسب , مكتئبة. لقد جلبتَ ليَ رجلاً. |
Bilmiyorum. Geleceği söyleyemem Sadece orada çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم, لا يمكنني أتنبأ بالمستقبل أنا أعمل هناك فحسب |
Sadece orada duruyordum. Hepsi bu. | Open Subtitles | كنت حرفيًا , واقفا هناك فحسب هذا كل ما في الأمر |
Ben Orada öylece durdum ve bu sahneyi seyrettim. Tam bir inançsızlıkla ve ne yapacağımı bilemeden. | TED | وانا كنت اقف هناك فحسب اشاهد هذا المشهد بإحباط تام دون أن أعي كيف اتصرف |
Orada öylece el değmemiş şekilde boş boş duruyor. | Open Subtitles | إنها قابعة هناك فحسب, شاغرة و لم يمسها أحد, |
Orada öyle dikilip durma, gel de ihtiyar babana bir sarıl. | Open Subtitles | حسنا لا تقف هناك فحسب أعط والدك العجوز حضنا كبيرا |
Seni öylece orada bırakmayacağım o yüzden... | Open Subtitles | .. حسناً ، أنا لن أدعك هناك فحسب ، لذا |
Sen de iğrenç, işe yaramaz bir bok çuvalı gibi orada dur. | Open Subtitles | أنت .. أنت تسّتلقي هناك فحسب مثل كيس من القمامة، بدون فائدّة |
Sadece orada oturuyorlar.Kıçlarını büyütüyorlar. | Open Subtitles | إنه يجلسون هناك فحسب استعداداً للانقضاض |
Sadece orada dur, kıpırdama ve sakın bakma. | Open Subtitles | ابقي هناك فحسب و لا تتحركي و لا تنظري |
Ama, hayır, Sadece orada durur ve yüzüne minik bir tebessüm takınır tek kelime etmezdi. | Open Subtitles | ولكن كلا، كان يقف هناك فحسب... وابتسامة صغيرة على وجهه... ولا يقول كلمة واحدة |
Sadece orada dur ve muhteşem görün. | Open Subtitles | قفي هناك فحسب وكوني فاتنة |
- Sadece orada ol. - Neden? | Open Subtitles | كوني هناك فحسب لماذا ؟ |
Bilmiyorum, Sadece orada oldu. | Open Subtitles | . لا أعلم ، لقد كان هناك فحسب |
Orada öylece oturup sıvışmasını mı izlediniz? | Open Subtitles | ستقفون هناك فحسب تشاهدوه وهو يهرب منّي؟ |
O çocuğu Orada öylece bırakamam. | Open Subtitles | .لا يمكنني ترك ذلك الصبي هناك فحسب |
- Doğru dürüst düşünemiyordum. - Onu Orada öylece bıraktın. | Open Subtitles | لم أكن أرى بوضوح لقد تركته هناك فحسب |
Orada öylece oturup duruyorsun. | Open Subtitles | إنكِ جالسة هناك فحسب. |
Orada öylece duruyordu... | Open Subtitles | لكنها كانت جالسةً هناك فحسب... |
Yüzündeki aptal bakışla Orada öyle durma. | Open Subtitles | لا تقف هناك فحسب و تنظر كالأبله |
Onları öylece orada bırakamazdım. | Open Subtitles | لمْ يكُ بوسعي تركهم هناك فحسب |
Sana orada dur dedim, değil mi? | Open Subtitles | ألم أطلب منك الوقوف هناك فحسب ؟ |