İddiayı kaybedebileceğim küçük bir olasılık var. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة لخسارتي الرهان |
İddiayı kaybedebileceğim küçük bir olasılık var. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة لخسارتي الرهان |
Küçücükte olsa masum olması ihtimali varsa, Önce onu bir dinleyelim. | Open Subtitles | حتى لو كان هناك فرصة ضئيلة بأنه بريء ألا تريد أن تسمع قصته؟ |
Eğer ufacık bile masum olabilme ihtimali varsa- | Open Subtitles | اذا كان هناك فرصة ضئيلة .. بامكانية تبرئته |
Eğer tekrar beraber olabilmemiz için en ufak bir ihtimal bile varsa denemeliyim. | Open Subtitles | على الأقل, هناك فرصة ضئيلة لكي نعود لبعضنا البعض و علي أن أستغلها |
Bilirsin, her zaman hikayene inanmalari için ufak bir ihtimal vardir. | Open Subtitles | تعلمين أن هناك فرصة ضئيلة بأن يصدقوا قصتك. |
Sana yüz verme ihtimali çok düşük görünüyor. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة للغاية أن تجعلك تُضاجعها |
Eğer ufacık bir doğum yapma ihtimali varsa bile... | Open Subtitles | بما أن هناك فرصة ضئيلة أنها قد تلد |
Tommy Egan'ın düzgün biriyle takılması ihtimali sıfırdır. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة أن يواعد تومي إيغان) فتاة لطيفة) |
Milyonda bir ihtimal bile olsa kimsenin beni tanımaması için çünkü o zaman gerçekleri anlatamam. | Open Subtitles | لأنه حتى لو كانت هناك فرصة ضئيلة لأي أحد أن يتعرف عليّ حينها لن أستطيع الكذب |
Sorunumuzun kötü casusluk olması istatistiksel olarak anlamsız bir ihtimal. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة إحصائياً, أن التجسس الضعيف هو مشكلتنا |
Oraya taşınabilmemiz için az da olsa bir ihtimal var ve bu konu hakkında tüm söyleyeceklerin bu kadar mı? | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة يمكن أن نتحرك هناك، و هذا كل ما لديك القول في هذا الشأن ؟ |