Burda Kurallar var ve uygulanmak zorunda | Open Subtitles | هناك قوانين بالطبع يجب أن ترتدي الزي نعم |
Evet. Boksta belirli Kurallar var. Sokakta, hiç bir kural yok. | Open Subtitles | نعم، في الملاكمة هناك قوانين في الشارع ليس لديهم قوانين |
Bu konuda yasalar var ve herkese uygulanıyorlar. - CIA'nin müdürüne bile. | Open Subtitles | هناك قوانين تردعها وتطبّق على الجميع حتى لو كان مدير الاستخبارات المركزية |
Reşit olmayan birini odana çağırıp öylece suçlayamazsın. yasalar var. | Open Subtitles | لا يسعك جلب قاصر إلى مكتبك وتقوم باتهامة, هناك قوانين |
kanunlar var. Güvende olacağım. Bu gece gitmeme izin verildi. | Open Subtitles | هناك قوانين , سيكون آمنا مسموح لي أن أغادر الليلة |
Kontrol edemiyorsan, tasma tak. kanunlar var. | Open Subtitles | اسمع,إن لم تستطع التحكم به فأحضر له طوقاً,هناك قوانين |
Bu yerin kuralları var mahkûmların ve hapishane çalışanlarının cinsel ilişkide bulunamayacağı gibi. | Open Subtitles | أنظري هناك قوانين في هذا المكان التي تجرم ممارسة الجنس بين أحد السجناء وأحد الموظفين |
Bağlı olduğumuz adımlar ve Kurallar var. | Open Subtitles | هناك قوانين وخطوات يمكننا الإعتماد عليها |
Bu film üzerinde çalışırken, ekibin potansiyel atlayıcıları nasıl idare edecekleri konusunda Kurallar var mıydı? | Open Subtitles | حين عملت على هذا الفيلم أكانت هناك قوانين للطاقم متعلقة بكيفية التعاطي مع المنتحرين المحتملين؟ |
Zaten olmuş bir şeyi değiştiremem. Kurallar var. | Open Subtitles | لا استطيع أن اغير الذي حصل بالفعل هناك قوانين |
Ama bir de gizli Kurallar var. İyi de bu anlattıklarının Hamsterlar ile ne ilgisi var? | Open Subtitles | لكن هناك قوانين سرية ايضا ماعلاقة ذلك بالهامستر |
Kuantum vakum dalgalanmaları bölgesinde bile olsan yine de Kurallar var. | Open Subtitles | حتى في مملكة تقلبات الفراغ الكمي لا تزال هناك قوانين |
Benim de korkum yok. Adamı ve onun minibüsünü koruyan yasalar var. | Open Subtitles | لست خـائفا كذلك ، هناك قوانين لحمــاية المرء و عربته |
İkincisi, onu böyle şeyler söylemesine karşı koruyan yasalar var. | Open Subtitles | ثانياً، هناك قوانين تحميها من قول أمور كتلك. |
Şehirde yasal olmayan yollarla birlikte yaşamaya karşı yasalar var sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقد هناك قوانين في المدينة ضد المعاشرة غير المشروعة. |
Hâlâ mahrem yerlerimizi kullandığımız her yön için kanunlar var ama yumuşak katlarımıza pençe vururlarken, onay için endişenmeden gasp ederlerken erkekler için uymaları gereken kanun yapılmadı. | TED | لم تزل هناك قوانين لكل طريقة مارسنا فيه خصوصياتنا بينما تنشب أظفارها في كل ثنياتنا الرقيقة، تأسرنا غير عابئة بالقبول، لم تصنع القوانين لصالح الرجال. |
Bu tür iş koşullarına karşı kanunlar var. | Open Subtitles | هناك قوانين ضدّ هذا النوع من العمل |
intihara yardıma karşı olan kanunlar var | Open Subtitles | هناك قوانين ضد مساعدة الإنتحار |
Bu doğru değil. Herşeyin bir nedeni vardır. Fizik kuralları var, yani biz nasıl... | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً، لكل شيء سبب هناك قوانين طبيعية، أعني كيف... |
Bazı yasalar insanı köle yapar, bazıları özgür bırakır. | Open Subtitles | هناك قوانين تستعبد البشر و قوانين تحررهم |
Bu ülkede, acımasız ve olağan dışı cezalandırmalar için kanunlar yok mu? | Open Subtitles | أليست هناك قوانين فى هذه الدولة للعقاب القاسى والغير معتاد؟ |
Takip kanunları var biliyorsun, değil mi? Düzeltme: | Open Subtitles | أنت تعرفين أن هناك قوانين ملاحقة، أليس كذلك؟ |
Kurallar vardır ve Kurallar vardır, tamam mı? Kuralları bükebiliriz. İşimize yarayan kısımlarını kullanırız. | Open Subtitles | انظر هناك قوانين ، انها نيويورك الأمور مختلفة ولكن سنجد حلاً ما ، انها قوانين وجدت كي تكسر |
Gönderilen gençlerin korunmasını gerektiren kanunlar vardı ancak, hayatlarının tehlikeye gireceği bir yere gönderildiler. | Open Subtitles | كان هناك قوانين من أجل حماية الصغار و لكن كان هناك خطر كبير على حياتهن |
- Madam, bizim de belirli kurallarımız var. | Open Subtitles | سيدتي هناك قوانين هنا |