Ve ailen, ve baban her zaman senin yanında olacak. | Open Subtitles | وابقى على علم ان عائلتك وابيك سنبقى دائما هناك لأجلك. |
Hiçbir zaman annemin yanında olmadın, buna rağmen saklanacak bir yere ihtiyacın olduğunda ya da... en son dolandırıcılıklarından birini planlamaya yardım etmemizi istediğinde, hep bizim senin yanında olmamızı bekledin. | Open Subtitles | أنت لم تكن هناك , لأمي, على الرغم أنك دائماً تتوقع منا أن نكون هناك , لأجلك, حينما تحتاج لـ , مكان للإختباء |
Söyle hadi, senin yanında olacağım, büyük ve güçlüyüm. | Open Subtitles | فقط أخبرني، سأكون هناك لأجلك أنا ناضج وقوي |
Sürekli dördüncü pisuvarı kullanıyorsunuz. Ben de sizin için oraya taze kek koyuyorum. | Open Subtitles | لاحظتُ إنّك تستخدم دوماً القوة المبولة لذا وضعتُ كعك طازج هناك لأجلك |
Sürekli dördüncü pisuvarı kullanıyorsunuz. Ben de sizin için oraya taze kek koyuyorum. | Open Subtitles | لاحظتُ إنّك تستخدم دوماً القوة المبولة لذا وضعتُ كعك طازج هناك لأجلك |
Bilmeni istiyorum ki, ben ne durumda olursam olayım, her ne yapıyorsam yapayım, bana ihtiyacın olduğunda yanında olacağım. | Open Subtitles | أريدك أن تعلمي، أينما كُنتُ و أيما كنت أفعله إن إحتجتني سأكون هناك لأجلك |
Sana söz veriyorum ki daima senin yanında olacağım. | Open Subtitles | أَعِدُك بأنّني سأكون دائماً هناك لأجلك |
Annen senin yanında ve bu karşılıklı. | Open Subtitles | أمك هناك لأجلك, والعكس بالعكس. |
Sen kansersin ve Ivy senin yanında. | Open Subtitles | مثلك عندما مرضت بالسرطان، (آيفي) كانت هناك لأجلك. |
O her zaman senin yanında. | Open Subtitles | كانت دائما هناك لأجلك |
Ama ben hep senin yanında olacağım. | Open Subtitles | وأنا... أنا دائماً سأكون هناك لأجلك. |
senin yanında oldu. | Open Subtitles | لقد كان هناك لأجلك |
Ama Lionel bu senin yanında olamayacağım anlamına geliyor. | Open Subtitles | لكن يا (ليونيل)... تدرك أن ذلك معناه أنه لا يمكنني التواجد هناك لأجلك |
Hayatında yeni, heyecanlı ve yüksek maaşlı bir sayfa açılıyor ve ben de yanında olacağım. | Open Subtitles | لا، لكن بجدية، لن تجادلي على حياة مثير، جديدة، وثرية بحياتك وسأكون هناك لأجلك |