Şöyle, efendim; ciğerlerinde su var ama cigerlerindeki damarlar, yıkıma uğramış, trombositlerle dolu ve bu da susuzluğun belirtisidir. | Open Subtitles | حسناً، سيدي كان هناك ماء في رئتيه لكن الوريد الرئوي ممتلئ بصفائح دم محطمه |
Şöyle, efendim; ciğerlerinde su var ama cigerlerindeki damarlar, yıkıma uğramış, trombositlerle dolu ve bu da susuzluğun belirtisidir. | Open Subtitles | حسنا، سيدي كان هناك ماء في رئتيه لكن الوريد الرئوي ممتلئ بصفائح دمّ محطمه. |
Üç tarafında su var, ve bir tarafında da bataklık. | Open Subtitles | هناك ماء في ثلاثة جوانب، ومستنقع في الجانب الرابع. |
Burada su vardı. Önceden su hep buradaydı. | Open Subtitles | كان هناك ماء هنا دائماً كان موجوداً من قبل |
Sıcak suları var mı yok mu, tuvaletler kokuyor mu... ortalığı kokutan, pislik herifin tekinin her yere... sıçratmış olduğu ishali mi? | Open Subtitles | إذا كان هناك ماء ساخن أم لا عليك بمعرفة كافة التفاصيل الدقيقة |
Bu adada taze su kaynağı var. | Open Subtitles | هناك ماء عذب على هذه الجزيرةِ. |
Sapında dün geceki yağmurdan kalan su var. | Open Subtitles | هناك ماء على المقبض من المطرِ ليلة أمس |
Banyoda sıcak su var, gel | Open Subtitles | هناك ماء ساخن في الحمام، تعالي |
Neden yerde su var? | Open Subtitles | هناك ماء على الأرض انظري لشورتي |
Orada yıkanman için su var. | Open Subtitles | هناك ماء من أجلك إن أردتِ الإغتسال |
Nereden baksan 1 metre su var orada! | Open Subtitles | هناك ماء بعمق ثلاثة أقدام هناك |
Koltuğun altında su var istersen. | Open Subtitles | هناك ماء تحت المقعد ان كنت تريد ذلك |
Yatağın altında su var. | Open Subtitles | هناك ماء , هناك ماء اسفل الفراش |
Tuzlu su olması gerekiyor ve bu da demek oluyor ki, Jupiterin Europa uydusunda, Bizim okyanuslarımızdan daha çok su var. | TED | نحن نعتقد أنه ماء مالح ، و هذا يعني أن هناك ماء فوق هذا القمر للمشتري أكثر مجموع مياه المحيطات على كوكب الأرض ! |
Söyle, sıcak su var mı hiç? | Open Subtitles | أخبريني، هل هناك ماء ساخن؟ |
Her yerde su var. | Open Subtitles | هناك ماء في كل مكان. |
Nereden baksan 1 metre su var orada! | Open Subtitles | قد يكون هناك ماء بعمق 3 أقدام |
Tüm klozetlerde su var. | Open Subtitles | هناك ماء على كلّ مقعد. |
Nereden baksan 1 metre su var orada! | Open Subtitles | قد يكون هناك ماء بعمق 3 أقدام |
O gece yerde su vardı. Sadece basiliskin yansımasını gördü. | Open Subtitles | كان هناك ماء على الأرض تلك الليلة رأت إنعكاس الـ بازيليسك وحسب |
Sıcak suları var mı, yok mu? Tuvaletler kokuyor mu? | Open Subtitles | إذا كان هناك ماء ساخن أم لا |
Bu adada tatlı su kaynağı var. | Open Subtitles | هناك ماء عذب علي تلك الجزيرة |
Sıcak su ve temiz çarşaflar olduğu sürece bir süre orada kalacağım. | Open Subtitles | لذا ما دام هناك ماء دافى و ملائات نظيفه سأبقى هناك لفتره |
Bu ay boyunca Bu kata sıcak su yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك ماء ساخن في هذا الطابق لشهر كامل |