Veya bir çeşit adettir. Belki bir hata yapmışsındır. | Open Subtitles | أو أن هناك نوعا من الطقوس ، وربما ارتكبت خطأ |
Bir Abbott ve Costello filmi gibi bir çeşit gizli-- | Open Subtitles | عن خطر الاحتجاج لفيلم أبوت و كاستيلو يمكن أن يكون أن هناك نوعا من |
Zoe Hart'la aramda hep bir çeşit bağlantı olması ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة ان يكون دائما هناك نوعا من التواصل 000 بيني وبين زوي هارت |
Şu an bir tür patlama olduğu bilgisi bana ulaştı. | Open Subtitles | لقد قيل لي أن تمت كان هناك نوعا من الانفجار. |
Sanki etrafta bir tür halisülasyon salgını var gibi. | Open Subtitles | انها مثل هناك نوعا من انفلونزا الهلوسة في أنحاء المكان. |
Bütün öğleden sonramı dosyaları indirmek için harcadım, ...ama bir çeşit güvenlik duvarı var. | Open Subtitles | قضيت فترة بعد الظهيرة كلها محاولا تحميل الملفات لأخذها معنا، لكن هناك نوعا من برامج الحماية يزعجني |
bir çeşit yanlış anlaşılma olmuş olabilir. Şovu genişletmekten bahsettiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | ربما هناك نوعا من سوء فهم حسبت أننا نتكلم عن توسيع البرنامج |
Benim tahminim ... bütün bunların içinde, profesörün kitabında yaptığı ... suçlamaları ispatlayan bir bilgi bir çeşit tarih var. | Open Subtitles | نعم , ظنى انه توجد حقيقه بان هناك نوعا من ... التأريخ فى كل هذا يثبت الاتهامات التى ذكرها البروفيسور فى كتابه |
Sanırım bir çeşit kargaşa olmuş. | Open Subtitles | يبدو وكأنه كان هناك نوعا من الضجة. |
Belki bir çeşit konversiyon bozukluğu ya da kitle histerisi vardır. | Open Subtitles | ربما كان هناك نوعا من الاضطرابات اثناء الحوار ...جنون جماعى |
Orada bir çeşit iz var gibi görünüyor . Mm-hmm. | Open Subtitles | : يبدو هناك نوعا من الطبعة هناك. |
Sanki bir çeşit açıklaması olmalıymış gibi. | Open Subtitles | مثل، يجب أن يكون هناك نوعا من التفسير. |
Burada bir çeşit kapı var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن هناك نوعا من الباب هنا. |
Sanırım bir çeşit iletişim sorunu yaşadık. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن هناك نوعا من سوء الفهم. |
bir çeşit hücre tahribi var. | Open Subtitles | هناك نوعا من الفشل العام |
bir çeşit dönüşüm yaşandığı görülüyor... | Open Subtitles | يبدو أن هناك نوعا من التحول... |
bir çeşit barikat görüyorum. | Open Subtitles | قلت هناك نوعا من الحاجز. |
Bunun bir tür yanlış anlaşılma olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكد بأنه لم يكن هناك نوعا من سوء فهم ؟ |
Efendim, bir tür dalgalanma var. | Open Subtitles | سيدي، هناك نوعا من الطفرة |
Ve ne yazık ki, basın bu normu beslemeye yardım ediyor, önemli bir kişinin, bir teyit oturumu ya da benzer bir toplantıda karalama yaptıklarına dair haber yaptıklarında, her zaman ki gibi "keşfedildi" ya da "yakalandı" ya da "ortaya çıktı" gibi kelimeler kullanıyorlar, sanki bir tür suç eylemi işleniyormuş gibi. | TED | وللأسف ، الصحافة تميل إلى تعزيز هذه القاعدة حيث تصنع صخباً عندما يتم " إكتشاف " من يخربش خاصة إن كان شخصاً مهماً أثناء استجواب او مسائلة وعادة ما يستخدمون العبارة " إكتشاف " فلان " يخربش " أو " وجد أن فلان يخربش " أو " إلتقاط فلان يخربش " وكأنه هناك نوعا من الفعل الإجرامي قد ارتكب. |